Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bazen senin nerede bittiğin, benim nerede başladım iyice anlaşılmaz oluyor.
Vovka cepheden yazıyor mektupları, insanlığın ceset biriktirdiği yerden, Saşenka’sı ise ev olmayan evlerin içinden, hayat olmayı başaramamış hayatın aktığı yerden..Biri diğerinin cevabı olmayan mektuplar bunlar. Ki sahibine ulaşabileni de yok zaten. Ama yazıyorlar. “Eğer bakıştan değilse, dokunuştan; varlıktan değilse, hiç olmazsa yokluktan bir onay” almak için, varlıklarını sürdürebilmek için yazıyorlar ve insanı kendisinden kurtarmak gerektiği için en çok da. Mektuplar pencerenin ardındaki yıldızlı payı paydaya bölünce şu koca evrenden elimizde ne kalır diye soruyor. Mektuplar Demokritos'un vücudu en fazla ruha kadar bölen kılıcıyla ilgili, ve ruhlarımız arasında her daim bulunan boşluklara eğilip bakıyor. Boşluklara, ve bu dünyanın ahengini bozan insanlığa, evrenin kara deliklerine. Kırılgan çocukluğumuzu çekip çıkarıyor kara delikten mektuplar, onulmaz yaralarımızı. Önünde buluştuğumuz anıt yıkıldığında buluşma orada kalıyor mu, keza gölgesinde sarılıp uyuduğumuz ağaç kesildiğinde sarılma da orada duruyor mu onu bilmek istiyoruz. Sevilen nerede bitiyor, seven nerde başlıyor mesela? Dünyanın astarını çekip çıkarsak, onun çarpık bacaklarının hakikatine erer miyiz? Hayat denen bu mahlukatın niye bu kadar eğri büğrü yürüdüğünü anlar mıyız o zaman? Misal, “Ya herkes bu planlanmış kötülükler, entrikalar olmaksızın ölseydi; öylece, kendiliğinden, yaşayacaklarını yaşadıktan sonra, o zaman, Hamlet falan da olmaz mıydı yani?” Bir de, “Nasıl mutlu olabilirim Saşenka'm?” Sorular..Saşenka’yla Vovka’nın soruları; seninle bizim sorularımız; bu dünyanın ahengine dair içinde çırpınıp durduğumuz sorular. Cevapları bulmaya değilse de, soruları anlamaya yaklaşıyoruz. Çünkü zaman çıkmış yerinden ve Shakespeare’in yerine takamadığını takacak maharet yok hiçbirimizde. Kurgusuz bir kurgu kitap nasıl böyle güzel yazılır diye sormuştu bir arkadaşım. Haklıydı. “Hep merak ediyordum, bu şahane Rus yazınının damarı günümüzde nerede atıyor diye. Bu yazar cevapladı beni.” demişti diğeri. O da çok haklıydı. Şişkin’in kaleminden ne çıkmışsa okumalı diyorum ben de. “Çünkü yaşam dolu yaşamı yazmak gerekirken, yaşamı gözyaşlarıyla, kanla, terle, çişle, bokla, spermle yazmak gerekirken, mürekkep..” kullanan biri değil Şişkin. Okuduktan sonra kolunuza girip sizinle yürümeye devam edenlerden. Girsenize koluna..
Mektupların Romanı
Mektupların RomanıMihail Şişkin · Jaguar Kitap · 201784 okunma
··
681 görüntüleme
Emel Keleş okurunun profil resmi
Sadece meraktan soruyorum, bir şey paylaştığınızda kör kuyuya atmışsınız gibi oluyor mu size de? Bir süredir etkileşim enteresan biçimde düşük mü bana mı öyle geliyor?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.