Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aşkı bilmedikleri için mutlu olan insanların olduğu yere git..
Kristof’un tıpkı kendisi gibi ülkesinden ayrılıp İsviçre’ye yerleşen ve bir saat fabrikasında çalışan karakteri Tobias'ın hastalıklı zihninin içinde 72 sayfa dolaşıp geldim. Tam bir patolojik vaka. Adı bilinmeyen ülkenin bir köyünde, yiyecek ve giyecek karşılığında erkeklerle birlikte olan bir kasından doğdu Tobias. Ve babası olduğunu anladığı adamı bıçaklayıp kaçtığında bir çocuktu. Başka bir ülkede sığınmacı olmanın ama oraya bir türlü uyum sağlanamamanın, ayrık otu gibi kalakalmanın ruh halini biraz da o köye nereden geldiği belli olmayan annesinden anlıyor belki. Ait olduğu yerde de istenmeyen, sevilmeyen birinin acısını ceplerine doldurup gidiyor yeni ülkeye. Mültecilik, işçilerin ağır yaşam koşulları, yoksulluk, savaş, aşk, karmaşık insan ilişkileri ve elbette zaman, bu kısacık hikayeye çok güzel yedirilmiş. Arka arkaya sadece olay anlatımı gibi görünen bir metnin okurun avucuna bu kadar çok şey bırakması çok şaşırtıcı. Böyle de yapılıyormuş meğer. Dün..Adından da anlaşılacağı gibi zaman kavramını da didikleyen bir metin. Kafamızın içini çarşamba pazarına döndürdükten sonra durup şöyle diyor Tobias: “Olaylar bende yaşıyor, zamanda değil.” Ve onun ardından da bana Hamlet’teki “zaman yerinden çıktı” cümlesini hatırlatan bir şey söylüyor: “Zaman yırtıldı.” Keşke yazar zamanın yırtıldığı yerden içeri biraz daha baksa, bu yırtığı biraz daha büyütseydi dedim okuduktan sonra. Bana bu yırtık az anlatılmış, zaman efendinin kulakları yeterince çınlatılmamış gibi geldi. Keyifli okumalar..
Dün
DünAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20191,203 okunma
··
1.195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.