"Benim ilk Avrupa seyahatim baştan başa bir kepazeliktir. Bu, Meşrutiyet ilânından hemen biraz sonra idi. Binbaşı Salâhaddin Bey isminde bir arkadaşla Paris'e gitmeye karar vermiştik (1910). İlk işimiz, -o zamana kadar hiç sivil giyinmediğimiz için- bir hazır esvap mağazasına koşmak oldu. Gerçi, böyle bir yolculuk için lâzım olan