Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mitraizm ve Hristiyanlik
Hristiyanlık inancı İsa'nın Kurtarıcı Rab ve Tanrı'nın Oğlu olduğu kabullerinden sonra putperest halklar arasında hızla yaygınlaştı. Bunlar ve detaydaki pek çok inanışlar Mitraizm ile büyük oranda örtüşüyordu. Keza 25 Aralık tarihi Işık Tanrısı Mitra'nın doğum yıl dönümüydü. Üçüncü asrin Hristiyanları-ellerindeki İncillere rağmen- bu günü aynıyla benimseyip Isa Mesih'in doğum günü yaptılar. 6. asrin sonlarında ise aynı gün için "Mesih'in bedene bürünmesi" manasında "Kristmas/ Christmas" kavramını kullanmaya başladılar. Tamamen paganlara has olan kış ortasında doğum festivalleri düzenleme adeti, "Isa bizim güneşimizdir" sloganları eşliğinde Hristiyanlaştırılmıştı artık. Musa Yasasında -ve haliyle Kitab-ı Mukaddes Külliyatın da-kutsal gün cumartesidir. Oysa zaman içerisinde cumartesinin kutsallığı -Mitraizm inancının Baba Tanrı'ya hasredip birinci gün saydığı ve güneşe nispet ettigi- pazar ile yer değiştirdi. Öyle ki; Batı dilleri Mitra inanışındaki güneş gününü "Sun-Day, Sonn-Tag" misali çevirilerle aynen kabullenip haftanın ilk günü yaptılar Hristiyanlığın yayıldığı dönemde "bakire annenin günahlar yolunda ölmesi gereken bir oğul doğurduğu düşüncesi de Akdeniz'e komşu tüm kültürlerde var olan bir inanıştı. Esasen yeryüzü her bahar bakire olan bir tanrıçaydı. Onun oğlu yeryüzü bağının en değerli meyvesiydi. Bu meyve olup toprağa verilecekti ki; sonraki meyvelere tohum olup yeni bir hasat mevsimi başlatabilsindi. Aynı bakış tohumun filizlenip gövermesini ölünün kabrinden çıkıp dirilmesi olarak da görüyordu. İsa'nın doğum yeri olarak bilinen mağara, önceleri Tan- n Horus'un doğum yeriydi. Büyüdükten sonra Osiris olarak adlandırıldı. Kavmini kurtarmak için öleceğine inanılıyordu. Çileli ve müşfik bir kadın olan Isis, Oğlunun Mısırlıları kurtarmak için kendisini feda etmesinin hüznünü yaşamıştı. Eski Mısır mitolojisi bu üçü üzerinden Isis-Osiris-Horus teslisini inşa etti. Bu teslis inanışının bir benzeri Hindularda Brahma-Viş- -Siva arasında, Sümerlerde Sin-Şamaş-iştar olarak, Hitit- lerde Teshup-Hepatu-Sharrumu adıyla, eski Yunanda Tinia-Uni-Minerva üçlüsü üzerinden anlatılıyordu. Babillilerin teslisi Anu-Enlil-Ea, Akadlarınki ise Labartu-Labazu-Ahatsu idi. Hazin ki, böylesi bilgileri hatırlattığımız papazlardan biri ay- nen şu şekilde savunma getirmişti. "Iblis, sizin gibi adamları Baba-Oğul-Kutsal Ruh akidesine ve Kefaret Doktrinine karşı şüpheye düşürmek için kadim me deniyetlere sahte teslisler ve kurban olan rablar fikrini fısılda- mış demek ki..." Aklın iflas ettiği böylesi bir izahtan medet uman kiliseleri, Mesih'ten yana olmaya davet edebilmek hayli zor artık.
Sayfa 323Kitabı okudu
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.