Kaza sonucu bir kasabaya uğrayan kimsenin okumadığı kitapların yazarı olan bir adam. Kasaba ona Hayatın burada farklı Aktığını hissettirmişti. Yazar zamanla Sinsice kasaba halkının arasına karışıp Kendini kabul ettirirken, kirli sırları da öğrenmeye nail oldu. Arazi mafyalarının cirit attığı, her gün birilerinin kolayca ölme olasılığının olduğu bu yer bir tımarhaneydi yazarın gözünde. Ama Günah dolu kasabaya bulandıkça kendi günahlarına sıvanıyordu. Kasabanın en güçlü, en tehlikeli 2 adamının kadınlarıyla düşüp kalkarken iyice pervasızlaşıp ölümden bile korkmamaya başlıyor yazar. Gerçekten aradığı Her şey bu kasada kasabada mıydı? Tabii karakterin Tanrı ile kendi çapında hesaplaşması da okuyoruz. Ve herkesin sırlarını çalan, ufak çaplı oyunlar oynayan karakter kendini tanrıcılık oynamaya adayıveriyor. Kader sorgusunu çekiyor, yetmiyor dönüştüğün kişinin suçlusunu belirliyor karakter. Ama en sonunda her şeyin sonunun ölüme çıktığının farkına varıyor. Aslında kötülükler üzerine psikolojik roman diyebilirim her ne kadar cinayet ile ilgili olsa da. Karakterin Aslında bildiği ama kendini açıkça itiraf edemediği bir şey var; Her şeyi kendi kendine yaptı. Tek suçlu yine kendisi. Benim için acayip bir okuma oldu 10 puan verdim ama.

Son OyunAhmet Altan · Everest Yayınları · 20131,372 okunma

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülcan Bülbül