Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Vicdan Zorbalığa Karşı...
Ünlü bir kimsenin yaşamını, bir yazarın, sanatçının yaşamını ve yapıtlarını ya da herhangi bir alanda tek bir konuyu ele alan ve onu özgün bir görüşle inceleyen uzunca inceleme yazısı türünde (monografi) bir Zwing kitabı. Sebastian CASTELLIO, fanatik dogmacılığı yüzünden, yalnız ve korunmasız bir insanı (Serveto) ve bu insanla birlikte Reform Hareketi’nin içindeki vicdan özgürlüğünü katleden, arkasına binlerce, on binlerlerce kişiyi, üstelik devlet gücünün militan aygıtlarını alan Diktatör Calvin’le sadece fikri düzeyde kalacak bu mücadelesini, kalemini adeta bir mızrak gibi kullanarak aralarında başlayan bu tehlikeli savaşı nasıl kazanacak? Calvin olağanüstü bir örgütlenme yöntemi ile bütün bir Cenevre’yi o zamana kadar özgür yurttaşlardan oluşan bir devleti, her tür bağımsızlığı, düşünce özgürlüğünü tümüyle kendi öğretisi içine hapsetmeyi başarmış, devletin içinde belli bir güce sahip ne varsa onun mutlak kudretine tâbi olmuş (bütün makamlar, yetkili merciler, kilise yönetimi, üniversite, mahkeme, finans ve ahlak, rahipler, okullar, kolluk güçleri, hapisaneler hatta sözle ifade edilen her şey, gizlice fısıldanan kelimeler bile) katı bir itaat mekanizmasına dönüştürmeyi başarmıştır. Öyle ki öğretisi kanun hükmünde ve kim en hafifinden itirazda bile bulunmaya cüret etse derhal zindanlarla, sürgünlerle, ya da üzerinde diri diri yakıldığı odun yığınlarıyla cezası verilmekteydi. Bütün tartışmaları ortadan kaldıran bu dinî tiranlığın iddiasına göre Cenevre’de tek bir hakikata tahammül gösterilebilir ve Calvin o hakikatin peygamberidir. Zamanın politikası içinde onun bilgisi dışında bir olay gerçekleşmemektedir. Sebastian CASTELLIO onun muhatabı ise insanlığın düşünce özgürlüğü adına ona ve din tiranlarına meydan okuyan idealist adam ise onun karşısında “fil karşısında bir sivrisinek” tir. Çeviri ve özel derslerle karısının ve çocuklarının karnını güçlükle doyuran, dilenci kadar yoksul bir hümanisttir. Bu büyük ve hümanist yıllarca zulmün gölgesinde yaşar gider, sonuna kadar kısıtlanmış hayatında varlığını sürdürür özgürdür çünkü hiç bir tarafa bağlı değildir ve hiçbir bağnazlığa teslim olmamıştır. Ta ki SERVETO’nun olayına kadar.Serveto’nun katliyle birlikte vicadanı onu göreve çağırdığını hissedince ye kadar. Ta ki ihlal edilen insan hakları adına Calvin’i suçlamak üzere başını barışcıl işlerinden kaldırıncaya kadar. CASTELLIO’nun Calvin’e karşı meydan okuması aklı olan her insanın gözünde unutulmaz olacaktır. Bu tarihsel tartışma, asıl sorunu ortaya koyma biçimiyle bile bir dönemin olaylarınını çok aşar. Zira burada konu olan, ne sınırlı bir teoloji anlayışı ne Serveto adlı kişi ne de liberal protestanlık ile katı protestanlık arasındaki vahim krizdir. Daha kapsamlı, zamanını aşan bir soru atılmıştır ortaya, her seferinde yeni baştan, başka adlar altında ve başka biçimlerde sürdürülecek bir savaş açılmıştır. CASTELLIO ve Calvin, bu gözle görülmeyen ama aşılamaz çelişkinin algılanabilir öğeleridir sadece. Bu kalıcı gerilimin uçlarına ne ad verildiği önemli değildir: Hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörü, Vesayete karşı özgürlük, Fanatizme karşı hümanizm, Mekanikleşmeye karşı bireysellik, ya da ZORBALIĞA karşı VİCDAN... Verilen bütün adlar esas olarak her kişi için sonuçta neyin önemli olduğuna dair – insancıl olan mı yoksa siyasi olan mı, töre, gelenek, alışkanlık mı yoksa bir kişinin, toplumun veya toplumsal grubun etik bilici mi... bireysel olan mı yoksa kolektif olan mı- en içsel ve kişisel kararı ifade eder. “Fikrî bir hareketin başlayabilmesi için daima dahi bir insana ihtiyaç vardır; ve de ona son verecek olan başka bir dehaya.” (Syf.30) “Tanrı’dan korkanlar ve sapkınlar diye, devlete itaat edenler ve devlet düşmanları diye, siyah ya da beyaz olarak bölmeye kalkışmak çok bayağı, çok gereksiz bir çabadır.” “Ah, siz gözü körler; Siz gözü kararmışlar; Siz kana susamışlar; Siz iflah olmaz sahtekârlar! Hakikati ne zaman göreceksiniz?” “İnsan özgürlüğünün baskı altına alınmasına isyan edecek bağımsız kafalar her zaman çıkacaktır.” “Her baskı, önünde sonunda isyana götürür.” “Zira zaman içinde insanlığın ahlak bakımından bağımsızlığı baki kalır.O, yıkılmazdır!” “İktidarını güvence almanın tek yolu sadece mutlakiyettir, her tür muhalefetin mutlak olarak ortadan kaldırılmasıdır.” “Hoşgörüsüzlük kaçınılmaz olarak savaşa sürükler, hoşgörü ise barışa.” Kitap günümüz Turkiyesini bana anımsattı Calvin isminin yerine başka bir ismi koyunca günümüz Türkiye siyasetine ışık tutuyor resmen. Zwing’ın dediği gibi adlar isimler değisebilir ama her seferinde yeni baştan başka türleri ile karşılaşılır. Mutlaka okunması gereken bir kitap okumalı ve okutturulmalı diye düşünüyorum. Keyifli okumalar...
Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'e
Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'eStefan Zweig · Can Yayınları · 20201,792 okunma
··
3.887 görüntüleme
Büşra kurtuluş okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık ⚘️
Yeşilin kızı okurunun profil resmi
Çok emek verilmiş bi inceleme. Elinize sağlık madam🙏
Dağlar okurunun profil resmi
Yine harika, emek verilerek ortaya çıkan bir inceleme 😍😍keyifle okudum emeğine sağlık canımcm 📚👏🏼👏🏼ekliyorum listeme teşekkürler 🙏🏻🥰📚🌸
Bu yorum görüntülenemiyor
cemo okurunun profil resmi
Kesinlikle her zamanki gibi ⭐️ ziyafet çektik sayenizde :)))
İbrahim Canik okurunun profil resmi
Zamanı olmayan, her zamanın kitabı
Bu yorum görüntülenemiyor
Esat Aytuğ Akyazı okurunun profil resmi
Vicdanını kaybetme 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.