Gönderi

“Orada bir yerde, ama tam nerede olduğunu bilmiyorlar, ama yukarıda bir yerde cennet var diyorlar… onların iyi Allah’ı var, hem iyi hem kötü ırkı yaratmış olan Allah var. Ve yine bizim aşağımızda bir yerlerde onların cehennemi var, Kötülerin gittiği yer var. Bize kendi seçimimiz sunuluyor. Cennet ya da cehennem. Öyle değil mi? Büyük gizem henüz çözülmedi, insanın kalbi bu yönde bir yardım görmedi. Bu dünyanın koşullarını Allah yaratmıştır. Bizim akli görüşümüzün ötesindeki olay sebeplerinin tabiatı ne olursa olsun bir gerçek kesinlikle kanıtlanmıştır.Merhamet, iyilik, adalet karşısında insan iradesinden sorumludur. Ama yine de dinlerin özü buna inanmaya dayanır diyorlar. Öyle mi? Yoksa zalim anneyi bebeğini timsaha atmaya, medeni insani kiliseye bağışta bulunmaya sevk eden insanın bilinmeyene karşı olan korkusu mu? Baştan beri kahinler, tıp adamları, papazlar ve rahipler sınıfının mevcut olmasının sebebi hepsinin kendilerini heyecanlandıran ümit ve korkularla mı yaşıyor olmaları? Ve milyonlarca insan dua ediyor ve dualarının karşılığını aldıklarını söylüyorlar. Öyle mi? Başı derde girenler niyaz ettiğinde bir cevap mı alıyorlar yoksa bir şey mi duyuyorlar? Kim biliyor? Yağmur ve güneş ışığı için dua ediyorlar ve her ikisi de vaktinde geliyor. Sağlık ve başarı için dua ediyorlar ve her ikisi de doğal olaylarla gerçekleşiyor. Bu tam bir kanıt değil. Ama bunu maneviyatlarıyla anladıklarını söylüyorlar, duyulduklarını ve karşılıklarını aldıklarını söylüyorlar. Bu fizyolofik bir olay mı? Milyonlarca kişi buna, duaların karşılığının verildiğine inanıyor ve bu milyonlar yanlış ilahlara tapabiliyorlar. Hepsi hatalı mı yoksa hepsi haklı mı?
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.