Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

p u s u m e t i n l e r i
I. savurarak kirpikleri filtresi ıslatılmış ve dişlenmiş bir kar tortusunun yerleştiği geceden, dışarı bir balkon gibi uzanan iri gözleriyle yeni ölmüş bir timsahın henüz buharlaşmamış şaşkınlığına bitişik bir ruha teslim ettik elbirliğiyle siyah kuzgunları. gagalarımızda fosilleşmiş baldır aryaları. yurdumun dışı: çelik gemici hikâyeleri. sertleştirirken gözkapaklarına sürülen rujlar ve ojeler bir mezara süzülen tenleri ensekökünden bele eğimli manastırdaki o son plastik peygamberin o son kanlı miğferi. sanki edilememiş, edilemeyen sözlere tek bacaklı bir şahin indirir gibi belirsiz bir kan çantası sarkıtıyordu çizik öpüşlere diklemesine saplanan tozlusoğuk mavi. vakitsiz ve feci bir feci vakte bağımlı mülteci gibi kendi pusumuzda cüzamlıydık. ben beni delice seven bir hüzünle büyüdüm. ben beni delice çeken bir kainatla büyülüydüm. her gezegende benim de emeğim var. işte! bir avize düştü! bir avize düştü gökyüzünden yeryüzüne! kırık! vah kırık çocuk! kırık ve vah titrek çocuk! senin dudaklarınla ıslanıp korkunç ışıltılarıyla aktılar törenlerle, törelerle, uzak tuzaklarla yıldızlar! her gezegende senin de emeğin var! kanatlarımızda tuza yatırılmış topuk iksirleri. bir sokak köpeğine atılan zehirli et gibi atarken birbirimize koyaklarda vücutlarımızı inan tek ümidim yoktu, ümide ihtiyacımız yoktu belki biraz şevkat, belki biraz umarsız sızı! tehlikeliydi dokunuşlarımız tehlikeli ve lekeliydi! bir şarapnel parçası düşercesine şarap taslarımıza dışımızdaki hükmün testeresi deydi kafataslarımıza! beni bir kaşın katil yapacakken öbürküsü teskin etti! beni bir kaşın vurdu, öbürküsü teşhir etti! nasıl duygusalım değil mi sevgilim yoruyor seni bu yoğunluk ve kimi basit mısralar ama bu uzay macerasında senin dudaklarınla ıslanıp korkunç ışıltılarıyla kaydılar törenlerle törelerle uzak tuzaklarla yıldızlar! gelelim şiirin son dörtlüğüne: hazır mısın: yüksek sesle okuyarak geçir günlüğüne: Bir Erkeğin Bir Erkeğe Teğet Kaldığı Çemberde Suyun Yüzü Kızarır, Suyun Kalbi Sıkışır* Bu Aşkın En Büyüğü Tanrı & İsa Arasındaysa Eğer Gümüşüm! Çavom! Bu Odeonda Bize Susmak, Bize Sevişmek Yaraşır! *: Dörtlükteki bu şeffaf mısra Seni vuracağım hançer, Hatırlarsın, Sadece şeffaf hançerlere hüsran Alışılmamış bir lanet gibi siner!
Sayfa 85 - Sel yayıncılıkKitabı okudu
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.