Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Haziran 1931'de Huxley bir gazete muhabirine, Amerika'ya ikinci bir gezi planladığını söylemişti, "sırf daha kötüsünü bilmek için, bence, insanın zaman zaman yapması gerek." Mayıs ayında da bir başka muhabire "gelecek hakkında bir roman" yazdığını söylemişti. "Wellsgil Ütopya'nın dehşeti ve ona karşı bir başkaldırı üzerine." Birkaç yerde Huxley, H.G. Wells'in Tanrılara Benzeyen İnsanlar'ı ile (1923) ve onun sadece "etkin, iyimser, buluşçu, yenilikçi ve iyi huylu" yurttaşlarla doldurduğu tozpembe bir ütopya çizmesiyle alay etmiştir. "Wellsgil" terimini kullanışı burada, ilerlemeci bakışın ona en itici ve saçma gelen tüm yönlerini kapsar. Fakat Huxley, Anthony Burgess'ın bir keresinde yaftaladığı gibi, "anti-Wellscilerin en büyüğü" değildi kesinlikle. Aksine, Tanrılara Benzeyen İnsanlar bir yana, Huxley 1920'lerde ve 30'ların başında Wells'le bir hayli şey paylaşıyordu: özellikle de, parlamenter demokrasiye yönelik güçlü horgörü ve kitle toplumunun seçkin bir uzmanlar kastı tarafından kontrol edilen bir zihinsel düzey hiyerarşisi biçiminde yeniden düzenlenmesi gerektiği yolundaki güçlü inancı. Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'yı yazmaktaki asıl amacı, pekâlâ Tarınlara Benzeyen İnsanları ve anlattığı düşlemsel 'California' dünyasını yermek olabilir; ama romanı yazmaya başlar başlamaz, Huxley'nin kurmaca bir geleceğin parodisini yapma isteği, şimdinin kurmaca olmayan acil sorunlarına korkulu ilgisiyle karıştı.
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.