Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Elma çiçeğini, pembe peygamber gülünün yaprağını, üzümü, inciri, narı.Zeytini, zeytinin içindeki yeşil ışıklı yağı, hurmayı, hurmanın göklere uzanan dallarını, akasyayı, buğdayı. Çizgili zebrayı, uzun boyunlu zürafayı, sırma yeleli tayı. Haritasına göçeceksin yazılmış-yazılmamış bütün kuşları. Sürünenleri, yüzenleri, koşanları.Onların arasındaki yarışı, can pazarını. Otu yesin diye kuzuyu, kuzuyu yesin diye kurdu. Sonra hepsinin kanına susamış yırtıcı parsı, bol yeleli arslanı.Kan revanı, kan revanı, ama bunca kan revan arasında arslanın masumiyetini, kurdun art niyetsizliğini, âlemin kusursuz düzenini yani, işleyişini. Kurdu. Etti. Eyledi. Ayna kıldı kendisine cümle âlemi.Âlem O’nun cümlesiydi şimdi. Öznesi gizliydi ama isimlerinin her biriyle cemicümlede tecelli etti. Yarattıklarının üzerine isimlerinden, sıfatlarından, fiillerinden bariz bir ışık düşürüverdi. Lâkin tümünü taşımaya güç yetiremezlerdi. Bölüştürdü bu yüzden. Kimine bir, kimine üç, kimine beş emanet etti. Oysa sonsuzdu isimleri ve O hâlâ gizli bir hâzineydi.O’na şimdi, ismini esmasını, sıfatını vasıflarını, benliğinde tümüyle taşıyıp toplayacak, sonra bir ayna olup yansıtacak, ışıtacak, bir bakıma O’na temsil O’na misal, O’na halife olacak, O’nu hatırlatacak, O’na emanet O’na emin,şimdiye kadar yarattıklarının hepsinden daha güzel, daha mükemmel,bir şey lâzımdı. İsimlerinin kelime kelimesi değil, cümlesi,ez-cümlesi, ve şuursuz değil, ne olduğunun farkında, şuur sahibi,sahip olmakla kalmayıp bu şuurla yapabilen, edebilen,öyleyse iradesiz değil iradeye sahip birisi.Belli ki, Âlemlerin Varedicisi...
··
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.