Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Topal Osman'ı iyice doldurup Ali Şükrü Bey'in üzerine sürenler veya Ali Şükrü Bey'i öldürüp cinayeti Topal Osman'ın üzerine yıkanlar, her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamıştır: Ali Şükrü Bey'in Meclis'teki ateşli muhalefeti, zaman zaman Atatürk'e silah çekmeye kadar varan kontrolsüz tavırları ve Atatürk'ün, "böyle konuşan insanların dövülmeye layık olduğu" yönündeki sözleri Topal Osman'ın Ali Şükrü Bey'e karşı öfkesini iyice kabartmıştır. Topal Osman'a, cinayetten birkaç gün önce de Ali Şükrü Bey'in Atatürk'ü öldürtmek istediği söylenmiştir. ⁶³¹ Buna fena halde hiddetlenen Topal Osman, "Ali Şükrü Bey bu düşüncede ise, bunlar günün birinde Gazi'ye mutlaka bir kötülük yapabilirler. Buna meydan vermeyeyim, ben onları tepeleyeyim," diyerek harekete geçmiştir. Bu arada ilginç bir yalana daha değinelim! Ali Şükrü Bey'i Topal Osman'ın öldürdüğüne kanaat getirildikten sonra hakkındaki yakalama kararını duyan Topal Osman, güya bu sefer de Atatürk'ü öldürmek amacıyla Çankaya Köşkü'nü basmış (!) Atatürk'ü bulamayınca öfkelenerek içeride ne bulduysa kırıp dökmüştür! Ancak Çakıroğlu Hüseyin, Haliloğlu Rasim, Kılıç Ali, Salih Bozok gibi olayın tanıklarının anlattıkları, Topal Osman'ın Atatürk'ü öldürmek amacıyla değil -Atatürk'ün öldürüleceğini duyup- korumak amacıyla adamlarını Çankaya Köşkü'ne gönderdiğini; kendisinin ise Çankaya sırtlarında çatışmada vurulduğunu göstermektedir. "Osman Ağa'nın Mustafa Kemal Paşa'yı öldürmek maksadıyla Çankaya Köşkü'nü bastığı bilgisi hiçbir ciddi kanıta dayanmadığı gibi, bu olaydan yola çıkılarak yapılan ve Mustafa Kemal Paşa'yı işin içine çekmeye çalışan yorumlar da ikna edici olmaktan uzaktır. " Buna rağmen İpek Çalışlar "Latife Hanım" adlı romanında Topal Osman'ın Çankaya Köşkü'nü bastığını; Atatürk'ün çarşaf giyip köşkü terk ederek kurtulduğunu yazmıştır. Çalışlar bu gerçek dışı ve gülünç iddiasını Latife Hanım'ın kız kardeşi Vecihe Hanım'ın anılarına dayandırmıştır. Oysaki Atatürk, bırakın Muhafız Alayı Komutanı Topal Osman'dan kaçmayı, kendisini öldürmek için istasyondaki evini basan Çerkez Ethem'den bile kaçmamıştır Birincisi: Topal Osman'ın Atatürk'ü öldürmek için köşkü basmak gibi bir çılgınlık yapmasına hiç gerek yoktur. Eğer Atatürk'ü öldürmek istemiş olsa, köşkteki adamlarından birine bunu yaptırması mümkündür. İkincisi: Salih Bozok ve Teoman Alpaslan'ın dedesi gibi tanıkların anlatımına göre çatışmanın olduğu gün Latife Hanımlar köşkte değildir. Ümit Doğan'ın -benim de önsözünü yazdığım- "Mustafa Kemal'in Muhafızı Topal Osman, Ali Şükrü Bey Cinayeti'nin Gizli Kalmış Gerçekleri" adlı kitabındaki şu değerlendirme, Ali Şükrü Bey cinayetini aydınlatan bir değerlendirmedir: "Ali Şükrü Bey'i ortadan kaldıranlar. Mustafa Kemal Paşa'yı devirerek yerine geçmeyi düşünmüş olmalıdırlar. Çünkü olaylar sonunda hem Osman Ağa'yı hem de iktidar yolunda Mustafa Kemal Paşa'dan sonra kendilerine en güçlü rakip olarak gördükleri Ali Şükrü Bey'i ortadan kaldırmışlar, ayrıca cinayeti de Osman Ağa'ya yıkarak şüpheleri Mustafa Kemal Paşa'nın üzerine çekip onun siyasi otoritesini sarsmak istemişlerdir. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa, İstinaf Mahkemesi Savcısı İbrahim Bey ve Polis Müdürü Neşet Bey'e cinayet ile ilgili ifade vermiş, Trabzon basınının ve Ikinci Grup milletvekillerinin cinayet suçlamalarına maruz kalmış, hatta bazı mebuslar onun hakkında tevkif müzakeresi çıkarmaya bile teşebbüs etmişlerdir. Bu gelişmeler sonucunda Mustafa Kemal Paşa oldukça zor günler geçirmiştir. Bu bağlamda Ali Şükrü Bey cinayeti ve sonrasında yaşananları 'henüz Cumhuriyet kurulmadan Mustafa Kemal Paşa'yı koltuğundan indirmek için yapılmış bir darbe girişimi' olarak değerlendirebiliriz."
Sayfa 343 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
·
78 görüntüleme
Poyraz Ayrıç okurunun profil resmi
631 Başlangıçta Ali Şükrü Bey'le Topal Osman'ın arası açıktır. Ancak Sakarya Savaşı'ndan sonra Ali Şükrü Bey birdenbire Topal Osman'la arkadaş olmuş, birlikte gezmeye, oturup sohbet etmeye başlamışlardır. Kılıç Ali'nin şu sorusu hâlâ tam olarak yanıtlanmış değildir: "Dostluk ilişkileri bu kadar ilerlemişken bu olay nasıl olmuştu? Bu nokta benim için çözülmemiş bir sır olarak kaldı." (Turgut, age., s. 195.)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.