Faruk Nafiz Çamlıbel geçti.
Bir şair,
Bir öğretmen,
Bir siyasetçi...
Yalnızca bu dünyadan değil, farkında olmasak bile bizim hayatımızdan da geçti.
Kimimiz Han Duvarları ile bilir:
"Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç sakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı." (s. 2)
Kimimiz San'at şiiriyle:
"Başka san'at bilmeyiz, karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz.
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!"
Yılların şairidir o. Ve de yolların...
"Gurbet ademden kara, hasret ölümden acı,
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?" (s. 13)
Hepimizin yolu okul kitaplarında bile olsa kesişmiştir Çoban Çeşmesi ile:
"Ne şâir yaş döker, ne âşık ağlar,
Târihe karıştı eski sevdalar:
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi!.." (s. 16)
Sanır mısınız ki o Anadolu'dan, memleketten, yol şiirlerinden ibaret? Sevdanın da en güzel mısraları yine onun kaleminden çıkma. Okumasanız bile kulaklarınız mutlaka aşinadır:
"Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın!
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur.
Dilerim Tanrı'dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!"
Benim gibi klasik insanlar sever. Hâlâ zil sesidir telefonumun. Kimler kimler seslendirmiş... Bilir miydiniz Faruk Nafiz'in kaleminden olduğunu?
Yalnızca bununla da bitmiyor aşk dizeleri, var daha niceleri...
"Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin." (s. 146)
Ne kadar anlamlı değil mi? Bir o kadar da keskin devam ediyor:
"Sana kâfir dediler, diş biledim Hakka bile."
"Aramak her tarafta... bulmamak asla seni." (s. 117)
Ne diyordu William Shakespeare, Romeo ve Juliet kitabında:
"Aramak boşuna, bulunmak istemeyeni."
Bir cevap niteliğinde adeta...
Kendisi
Behçet Kemal Çağlar'ın da edebiyat öğretmeni. 10. Yıl Marşı'nı da birlikte almışlar kaleme... Erken yaşta başlıyor şiire. Eğitimi tıpa kaysa da kendi edebiyattan vazgeçemiyor. İyi ki de geçmiyor ve böyle bir şaire kavuşuyor edebiyatımız...
Eserin sonunda Rubailer bölümü yer alıyor. Orada da oldukça anlamlı dizeler var.
"Girdi, yollar gibi, yıllar da nihayet araya;
Sed çeker dağ tepe, feryada değil, yâda bile
Hasretim uykuya, ruhum, sana hasret kalalı
Gözlerim görmüyor artık seni rü'yâda bile." (s. 179)
Sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış, diyor bir şiirinde... Bedeni genç, ruhu ihtiyarlarla dolu kaldırımlar. Zira herkesin sevgisi eksik, herkesin kalbi yaralı... "Bin geçit aştı gönlüm, bir kalbini aşmadı." (s. 37)
Nihad Sâmi Banarlı gibi nitelikli bir kalemin Faruk Nafiz'e dair satırlarıyla başlıyor eser. İlk cümlesinden son cümlesine kadar oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim.
Okunması, okutulması, her dizenin hakkının verilmesi temennisiyle...
Han DuvarlarıFaruk Nafiz Çamlıbel · Devlet M.E.B. Kitapları · 19692,705 okunma
Ben teşekkür ederim tavsiyeme kıymet verdiğin için. Nice şiir kitaplarında buluşmak dileğiyle.
Ve incelemen yine harikaydı. Emeğine sağlık. Güzel bir şiir kitabı daha bitti. Tam da gurbete içimde bir yangınla yürüdüğüm günlerde bu kitaba denk gelmek güzeldi. Seninle okumak ayrı güzeldi. ☺️
“Sevda başımda ateş, gurbet içimde düğüm….
Yangından çıkan eşya gibi kırık, döküğüm.” (s.51) Kalbimi bıraktığım sayfası…
Sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış ,,,
"Bin geçit aştı gönlüm , bir kalbini aşmadı "
✍️✍️✍️ sevdim bunları 👍
Dokunaklı cümleler ✍️
👏👏emeğinize sağlık öğretmenim güzel inceleme olmuş .