Arzu ile iktidarsızlık arasındaki her türden şiddetli gerilimin üstesinden gelmek amacıyla arzulanan nesnenin olumlu yanını gözden düşürme ya da inkâr etme eğilimimiz vardır. Aslında arada bir o kadar ileri gideriz ki, bir biçimde ilkinin zıddı bir başka nesneyi göklere çıkarırız, Tilkiyle koruk hikâyesi eskiden beri bilinir. Bir kişinin sevgisini ve saygısını kazanmak için nafile yere uğraş verirken, kendimizi muhtemelen onun yeni olumsuz niteliklerini keşfederken buluruz. Bir şeyi ele geçiremediğimizde, kendimizi onun bizim inandığımız kadar değerli olmadığı düşüncesiyle avuturuz.'