Bir anne ve iki kızının öyküsünü okurken, gözlerinizin dolduğunu farkına varacaksınız. Ben okurken bir çok kez fark ettim. Bir kadın olarak bu dünyada yaşamanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Üzücü olan bu zihniyetteki insanların nesli hiç bir zaman tükenmeyecek. Sürekli kadınları hor gören, köle gibi çalıştırmaya çalışan, sanki sadece kadının namusu varmış gibi bekçiliğe soyunan, geri zihniyetli insanlar hep var olacak. Bu yüzden kız çocukları OKUMALI!
Başkalarının hayatına saygı duymayı öğreneceksiniz! Bir erkek çocuğu annesi olarak söylemek istiyorum ki oğullarımıza saygı duymayı öğretmeliyiz. Onları doğuranın bir kadın olduğunu düşünürsek önce anneye, önce kadına saygı duyulmalı. Bu zihniyetteki çocukları biz kadınlar yetiştiriyoruz. Daha duyarlı davranmalıyız.
Şimdi biraz kitaptan bahsetmek istiyorum. Zana ve Nadia adında iki kız kardeşin Yemen'e babaları tarafından tatile gönderildiklerini sanıp daha 14 15 yaşlarında kabile köylerden birinde kendilerini evlendirilmiş buluyorlar. Babaları tarafından toplam 2600 sterline satılan iki kardeş, İngiltere'den Yemen'e götürülüşleri istemediği bir coğrafyada cinselliğe ve çocuk yapmaya zorlanmaları bir köle hayatı yaşamalarını anlatıyor. Zana annesi sayesinde esaretinden kurtulurken kardeşi Nadia kurtulamıyor. Onun için son çare olarak bu kitabı yazmıştır..