Tolstoy'un 1877 yılında yayımlanan büyük romanı. Kitap 1000 küsür sayfadır fakat gerek tasvirlerin yerinde verilmesi gerekse kitabın her sayfasının belli bir amaca yönelik anlatıldığını anlamamdan dolayı gayet rahat okuduğumu söyleyebilirim. Romanda çok fazla olay ve değinilecek konu vardır fakat çok da uzatmadan bazı konulara değinmek istiyorum. Spoiler!!! Romanın bir kadın olarak Anna'nın dönemin sosyokültürel yapısına başkaldırısı olarak nitelendirenler olacaktır. Çünkü romanın başında Stephan karısını aldatır fakat toplum onu yadırgamaz. Anna, kocasını aldatır toplumun(sosyete) büyük bir kısmı ona iğrenç gözüyle bakar. Öncelikle başkaldırı olması için var olan düzende bir haksızlık, zulüm olmalıdır. Evet, Anna henüz sevginin ne olduğunu bilmeden ailesi tarafından kendince duygusuz ve düşüncesiz bulduğu biriyle evlenmiştir. Peki, başkaldıran kişinin var olan düzeni daha iyi hâle getirmek için iyi niyetli olması gerekmez mi? Anna, Vronski'yi Kiti'nin gözlerinin içine baka baka kendisine aşık etmiş ve aşık olmuştur. Kocasıyla evliyken bir Vronski'den bir kız çocuğu yapmıştır. Aleksey'den olma çocuğunu bırakamacağını söylemiş bırakmıştır. Vronski'den olan kız çocuğuna sevgi göstermez ve emzirmez. Vronski'yi kıskanır fakat her önüne gelen erkeği kendisine aşık eder (Levin dahil). Vronski'den intikam almak için kendisini öldürür. Bu mudur Anna'nın başkaldırısı, devrimi. Bu başkaldırı durumu bana 1917'de gerçekleşen ''Bolşevik İhtilâli''ni anımsattı. Bolşevikler, Çarlık Rusya'sının halkı perişan hâle getirdiğini ve hiçbir şekilde halkın sorunlarını umursamadığını düşünerek bir ihtilâl yapmıştır. Peki, Bolşevikler'in ihtilâl yaptıktan sonra ilk icraati ne olmuştur. Çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden bütün Romonov hânedan üyelerini öldürmek. Devamında SSCB'de neler olduğu zaten malum. Dönemin yapısına uymayan ve başkaldıran bir kişi varsa bana göre kesinlikle ''Levin'' kahramanıdır. Levin, Soylu biridir fakat bunu önemsemez. Sosyeteye katılmak istemez, eğlencelere katılmak istemez. Şehre(Moskova) sadece bir kez gelmek istemiştir o da aşık olduğu kişiye evlilik teklifi için. Toprak ağası olmasına rağmen köylüsüne üstten bakmaz, işçileriyle (amele) birlikte tarla sürer, ekin biçer. Siyasetten anlamaz, anlamadığı gibi anlamak da istemez. Düşündüklerini sakınamaz, belli eder. Utanır, sosyetede nasıl davranacağını bilemez. Tek derdi Rus köylüsünün daha iyi koşullara geçmesidir. Kiti'ye aşıktır; Kiti onu reddedince onu rahatsız etmemek için yanına gidemez, aşkını o kadar masumca dile getirir ki duygulanırsınız. Yükselme peşinde değildir, topraklarını köylüye kiraya verir. Karısını kıskanır, gerekirse kıskandığı kişiyi evinden kovar. Dindar değildir fakat karısı ölmemesi için öyle içten dua eder ( en çok duygulandığım ve etkilendiğim sahnedir.) ki kabul olmaması mümkün değildir. o, köyünde kendi hâlinde mutlu olmak ister. Levin, romanda her şeye rağmen temiz kalabilen nadir kişilerdendir, romanda dikkat ederseniz hiçbir kahraman (Kiti hariç) Levin ile aynı fikirde değildir. Dolayısıyla asıl başkaldırıyı Levin yapmıştır. Son olarak bir konuya değinmek istiyorum. Tolstoy neden Anna kahramanını erdemli biri yapmadı, aşkı için her şeyi göze alabilen kadından gayet de erdemli bir kahraman yapabilirdi. Örneğin Balzac ''Vadideki Zambak'' kitabında Henriette kahramanını bu şekilde idealize edilmiş bir kahraman yapmıştır. Sebep bana göre şudur: Toplumu ahlaki yönden ayakta tutan bir gürûh varsa bu kesinlikle kadınlardır. Çok okunduğunu bilen yazar böyle bir kahramanı idealize edip toplumda kadınların kocalarını aldatması vakalarını arttırmak istememiştir.

Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma

·

144 görüntüleme

@genciesrarr ·

👏👏👏👏👏👏

@ErhanDinc26 ·

Teşekkür ederim😇

@Monsilya ·

Bu kitabı çok eskiden okumuştum. Fark etmediğim ayrıntılara değinmişsiniz. Güzel bir inceleme olmuş. Teşekkürler. Levin benim de çok etkilendiğim bir karakterdi.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.