Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eski bir Alman atasözünün dediği gibi, “banyo suyuyla birlikte çocuğu da atmak” da doğru olmaz. Burada çocuk derken en küçüklerine varıncaya dek tüm dinsel toplulukların varlığının kabul edilmesi ve her birinin yasal statüsünün, ibadet özgürlüğünün, siyasal ve kültürel haklarının kısacası -saygınlığının tanınması-fikrini kastediyorum. … Ama ne yazık ki gelecek vaat eden çocuk bir banyo suyu ile çepeçevre kuşatılmıştı ve bu suyu mümkün olan en kısa zamanda boşaltmak şarttı. Mezhepçilikten bahsediiyorum. Başka yerlerde cemaatçilik adı verilen olgunun yerel karşılığı olan bu terim, bütün bir kota sistemini ifade etmektedir; ülkenin önemli makamları bu sisteme göre önceden cemaat temsilcileri arasında paylaştırılır. … Yurttaşlar haklarını elde etmek için devlete yöneleceklerine, kendi cemaatlerinin yöneticilerine başvurmayı daha faydalı buluyordu. O zaman cemaatler, zümreler veya silahlı milisler tarafından yönetilen ve kendi çıkarlarını ulusal çıkarların üzerine koyan özerk derebeyliklere dönüştü . İşin aslı, çocuğu tutup pis suyu atacağımıza tam tersini yaptık. Çocuğu atıp geride sadece pis suyu bıraktık. Gelecek vaat eden hiçbir şey gelişmedi, çelimsiz kaldı. Endişe verici, sağlıksız olan ve kalıcı olmayacağını umduğumuz her şey ise hiç olmadığı kadar sağlam bir şekilde yerleşti.
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.