Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

888 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
İnsan karşıtların efendisi, tüm bu karşıtlar o var diye var; ..
Öykü de müziğe benzer ve kendini, bir sona doğru yol alan art arda olaylarla ortaya koyar ve bir öykü her an var olmaya çabalarsa yine de zamana gereksinimi vardır. Beş Dakikalık Bir Vals? adlı bir müzik parçası beş dakika sürer ve zamanla bağlantısı kesinlikle bu kadardır. Oysa, anlatılması beş dakika alan bir öykünün içeriği, bu beş dakikayı doldurmada olağanüstü titiz davranıldığında bin kez daha uzayabilir ve düşsel zaman bağlamında, anlatılması çok uzun sürse de, sıkıcı olmaz.? .. Etkisini onlarca yıl belki üzerinizden atamayacağınız ve okuduğunuz için kendinizi şanlı ve aynı zamanda mutlu - buruk mutluluk bu - hissedeceğiniz bu kitap için kimler bu duyguyu yaşar.. Şunu söylemem gerekiyor. Büyülü Dağ* zaman , mekan ve durum tasvirlerinin yoğun ve iç içe geçmiş şekliyle ilerleyen; çatısında çokça katman olan bir kitap. Katmanlı buna karşılık mekan bir senataryum.. ve kitaba ruh veren karakterler bir elin parmakları kadar... Konu zamanın bazen şaşırtıcı şekilde hızlı işleyişi, bazen de durağanlık.. fazlasıyla durağanlık; zamanın ruhu, inanç ve dünya görüşleri, ölüm ve yaşam, sağlık ve hastalık, ahlak ve erdem , aşk ve şehvet.. Yaşamın ince zevkleri.. üzerine entelektüel tartışmalar ve yaşamın sorunlu çocuğu Hans Castorp un içsel ve eğitsel yolcuğu.. Başa dönecek olursak Hans Castorp un hasta kuzeni Joachim Ziemssen i üç haftalık ziyareti yedi yıllık zaman dilimini kapsar. Hans Castorp nasıl oldu da yedi yıl bu senaryoda kaldı. Buradaki büyü nedir.. Zaman nedir? Bir gizdir.? elle tutulamayan ve herşeye kadir olan. Dış dünyanın bir önkoşulu, mekanda var ve olan hareket eden cisimlerle kaynaşmış bütünleşmiş bir hareket . Ama hareket olmasaydı zaman olur muydu? Sor bakalım ! Zaman, mekanın işlevi mi? Ya da tam tersi mi ? Yoksa ikisi özdeş mi ? Bir soralım dedik.? ... Hans Castorp yolcuğu sırasında zamanın büyüsünü keşfeder ve onun için hermetik bir yolculuk başlar. Yukarıda yatay yaşamak ve dinlenme kürleri sırasında felsefî, düşünsel zihinsel yolculuğun aşağıda dikey yaşayanlar arasında asla yaşayamayacağını ve hatta farkına varamacağını keşfeder. Yukarıda yatay yaşamak zamandan ayrı, zamanın dışında yaşamak gibi bir şey.. Aynı zamanda Hans için Kralcılık oynayabileceği yerdir burası.. Buraya bir pasaj bırakmak istiyorum. Entelektüel hocası ile Hans Castorp arasında geçen , yukarıda Yatay yaşayan ve düzlükte yaşayanlar için yaşamın anlamı üzerine bir konuşma.. “Hiç deniz yolculuğu yaptınız mı, tenente - ya da siz mühendis bey?” diye sordu Settembrini, yemekten sonra ağzında kürdanıyla kuzenlerin masasına gelmişti. Konuk­ların çoğu gibi, kahve ve konyakla oyalanarak dinlenme küründen on beş dakika çalıyorlardı. “Bu tavşanlar ve bo­yanmış yumurtalar bana, büyük bir gemideki yaşamı ha­tırlatıyor; zihninizin derinliklerinde hep canlı kalan ve onu kemiren ürkünç durumu yüzeysel olarak unutmanızı sağ­layan bir lüksün içinde haftalarca bomboş bir ufka ve tuz­lu bir çöle bakarsınız. Bugünün ruh halini tanıyorum; eskiden o büyük gemilerden, dışta da bir dünya olduğunu hatırlayabilmek için takvime bağlı bir özlemle karada kut­lanan bayramları izleme hali bu. Karada bugün Paskalya değil mi? Bugün karada kralın doğum günü gibi, biz de eli­mizden geldiğince kutluyoruz, sonuçta insanız, değil mi?” Kuzenler onayladı. Doğruydu gerçekten. Kendisiyle yeniden konuşulmasından duygulandığı ve vicdan azabın­dan tam kurtulamadığı için Hans Castorp bu yorumları abartılı bir biçimde övdü, çok esprili, seçkin ve edebi bul­du ve Herr Settembrini’nin duymak istediğini düşündüğü her şeyi söylemeye çaba gösterdi. Gerçekten de Herr Settembrini’nin canlı bir biçimde betimlediği gibi, büyük bir geminin konfolu, gerçek durumu ve onun getirdiği tehlikeleri yalnızca yüzeysel olarak unutturuyordu ve Hans Castorp’un da ek bir yorum yapmasına izin verilirse, bu konforun, eskilerin İblis dedikleri (memnun etmek için klasiklerden bile okumaya başlamıştı) fazla önemsenme­yecek bir kışkırtmacılığı da vardı. “Ben Babil kralıyım!” ya da onun gibi bir şey; tek kelimeyle, gizli bir haddini bil­mezlik. Oysa, ifade etmesinde bir sakınca yoksa, öte yan­dan, gemideki lüks insan ruhunun ve insan onurunun bü­yük bir zaferini de ihtiva (ihtiva!) ediyordu çünkü insanoğ­lu lüksü ve konforu tuzlu ve köpüklü derinlere taşıyıp ora­da cesurca sürdürüyor ve çizmesini öğelerin ve ilkel güçle­rin boğazına dayıyor ve böylece insanın yarattığı uygarlık, kaosa galip geliyordu. Cilt 2 Gerçek zaman, bölünme diye birşey bilmez aslında. Yeni bir ayın başlangıcında ne gök gürültüleri, ne de borozan sesleri duyulur; yeni bir yüzyılın başlangıcında da top atan ve çan çalan biz, ölümlüler, oluruz.. Senataryumda zamanın işleyişi bilinenden farklı saat ya da hafta ya da ay gibi bölünmeler şeklinde değil, zamanın baslayış ve bitişini haber veren bir gong ya da çalar saat yok.. bunun yerine zamanı bölen ve şekillendiren dinlenme kürleri, bes öğün yemek, yemek sonrası eğlenceler ve gezinme , yürüyüşler.. kısaca konfor .. her türlü konfor Zaman akıyor, hem de hızlı Senataryumda hastalık ve ölüm dışında bir şey olmamasına rağmen bu insanların hasta değilmiş gibi boşuboşunalığa kapılarak yaşamın keyf ve zevklerinin farkında olmaları, ölümün de sıradalığı ilgi çekici geliyor Hans a.. Büyülü Dağ ı büyüleyici yapan şey nedir.. Thomas Mann zaman mekan ve durum tasvirlerini iç içe geçmiş şekilde Proustvari tarzıyla okuyucuya aktarıyor. Bu iç içe geçmişlik bir yandan romanı ağırlaştırırken değer yandan tren yolculuğu yapar gibi gözlemleme ve o ortamın bir parçası da senmişsin gibi zengin bir etki yapıyor ve bu tat damakta ve gözlerde görsel, işitsel olarak yayıyor da yayılıyor.. Beş dakikalık bir vals ama hissi on yıllar unutulmayacak bir etki gibi.. Kitap entelektüel tartışmalar ile yol alırken içinde şiirin büyüleci dizeleri ve müziğin de insanı kendinden geçiren ezgini hissediyorsunuz. Kitapta okurken farkı edilecek ilk şey karşıtlıklar.. Bu kitap karşıtlıklardan güç almış. Yaşamın sorunlu çocuğu Hans Castorp un iki eğitmeni karşıt Biri koyu Cizvit ve Tanrı cumhuriyetinin sözcüsü Diğer İtalyan Hümanist ve mason dünya Cumhuriyetinin sözcüsü Sadece karakterler değil karşıt duran.. Fikir düşünce duygu.. Karşılıksız aşk.. Birbirine yol arkadaşı olan kişilerin de fiziksel karşıtlığı.. Karşıtlar kitabı olan bu kitapta Cizvit Naphta Ölüm, savaş ve çileciliği kutlarken kuşku uyandıracak şekilde de yoksul görünüşüne aykırı ipekler için zengin lüks bir odasının olması - onlar kendilerinden olanların sıkıntı yaşamasını istemezler - Hümanist ve sonradan mason olduğu anlaşılan Herr Settembrini ise yıllarca eski kıyafetini onur ve gurur verici şekilde taşırken, bedenin, yaşamın, özgür düşüncenin, Tanrı'sız dünya Cumhuriyetinin sözlüğünu yaparken yine de savaşın ve ölümün kaçınılmazlığı vurgulaması.. Kısaca amaca hizmet eden her şey mübah... Büyülü Dağ bir tarafta bedenin, diğer taraftan ruhun, bir tarafta zihinlerin, diğer taraftan yaşamın ince zevklerinin, bir tarafta Aşkın diğer tarafta şehvetin, hastalık ve sağlık Ve ölüm yaşamın anlamları üzerine sizi büyülü bir yolcuğa çıkarıyor. Son olarak şunu söylüyor... Hans Castorp Benim iki eğitmenim.. palavracı..!! İnsanlıkla ilgili bir şiir düşle­dim.. Aklımda tutacağım; iyi olacağım ve ölümün düşünce­lerime egemen olmasına engel olacağım çünkü iyilik ve kardeşçe sevgi bunda yatıyor; yalnızca bunda. Ölümün izleri yaşamın içinde sürer; öyle olmasaydı yaşam diye bir şey de olmazdı. Ama bedeni ve yaşamı tanıyan ölümü de tanır. Oysa, bu tam sayılmaz, eğitsel bağlamda bir başlangıç. Öbür parçasını, yani karşıtını da göz önünde bulundurmak gerekir çünkü ölüme ve hastalığa olan ilgimiz yaşama duyduğumuz ilgi­nin ifadesinden öte bir şey değil. Yaşam ve ölüm, hastalık ve sağlık, ruh ve doğaymış! Bunlar gerçekten birbirine karşıt şeyler mi? Soruyorum size: Bunlar sorun mu? Hayır, bunlar sorun de­ğil, soyluluk sorunsalları da değil. Ölümün izleri yaşamın içinde sürer; öyle olmasaydı yaşam diye bir şey de olmazdı. Buradaki sütunumdan bun­ların tümünü görebiliyorum. İnsan böyle bir durumda ol­duğuna göre, kendine karşı saygın, iyi ve içtenlikli olmalı ve yürekli davranıp kendisiyle iletişim kurmalı çünkü soy­lu olan o, karşıtlar değil. İnsan karşıtların efendisi, tüm bu karşıtlar o var diye var; demek ki o karşıtlardan daha soy­lu. Ölümden de daha soylu; ölüme göre fazla soylu. Ona zi­hinsel özgürlüğünü veren de bu. Yaşamdan da daha soylu; yaşama göre fazla soylu. Ona yüreğindeki inancı veren de bu. Aklımda tutacağım; iyi olacağım ve ölümün düşünce­lerime egemen olmasına engel olacağım çünkü iyilik ve kardeşçe sevgi bunda yatıyor; yalnızca bunda. Ölüm bü­ yük bir güç. Önünden, şapkanı çıkarıp biraz öne eğilerek parmaklarının ucuna basa basa geçersin. O törensel kır­malı yakasını takar, sen de ona saygını göstermek için si­yahlara bürünürsün. Akıl onun yanında aptal kalır çünkü akıl erdem demektir, ama ölüm özgürlüktür, karmaşadır ve şehvettir. Düşüm aşk demiyor, şehvet diyor. Ölüm ve aşk - bunlarda kafiye tutturmak olanaksız, bu aykırı ve yanlış bir kafiye olur. Aşk ölüme karşıdır ve yalnızca o ölümden daha güçlüdür; akıl değil. Ölümlü düşünceleri veren odur; akıl vermez. Biçimin kaynağı da aşk ve iyiliktir; anlayış ve dostlukla dolu bir topluluğa, güzel insanlar­dan oluşan bir devlete biçim ve kültürünü veren de odur - kanlı şölene sessiz saygıyı veren de. Ah, ne kadar da aydın­lık bir düş gördüm ve ne kadar da güzel ‘kralcılık’ oyna­dım! Aklımda tutacağım. Ölüme olan bağlılığımı sürdüre­ceğim ama ölüme ve geçmişe bağlılık düşüncelere ve eylemlere egemen olursa bunun kötülük, karanlık şehvet ve insanlıktan nefret demek olduğunu da hiç unutmayaca­ğım. İnsan, iyilik ve aşk adına, ölümün düşüncelerine egemen olmasına izin vermemelidir. Uyan, uyan! Aç gözlerini! Büyü Dağ Cilt 2 Kar* bölümü.. İçsel yolcuğun Doruk noktasına ulaştığı ve uçsuz bucaksız bembeyaz bir örtü bitmeyen kar tasviri, sis, gölge sonsuz zamanmış gibi bir duygu ama kısa bir an.. bir düş ki içinde nasıl bir heyecan fırtınası , nefessiz ve sonra uyanış.. büyüledim dediğim an o andı sanki.. Son olarak Büyü Dağ entelektüel söz diziminin çokça yer aldığı kitap olmanın dışında yadsınamayacak şekilde aşk üzerine de kurgu olan bir kitap.. Hans Castorp un bilinçaltında yaşadığı aşkın senataryumda gün yüzüne çıkması.. Karşılıksız bir aşk.. ve bekleyiş.. bu aşkı anlatırken Thomas Mann ın Proustvari cümleleri.. muhteşemdi. .. Bir bilgenin dediği gibi, biz varolduğumuz sürece ölüm yoktur, ölüm olduğunda da biz yokuz. Bizimle ilgili bir şey değil ölüm – olsa olsa doğaya ve tüm dünyaya ait ve işte bu nedenle tüm yaratıklar onu bencil bir saflıkla, sakin, ilgisiz ve sorumsuzca düşünebiliyorlar… Karanlıktan gelir karanlığa gider, arada da deneyimlerden geçeriz. Ama başlangıcı ve sonu, doğumu ve ölümü hiçbir zaman yaşayamayız. Öznel bağlamda onların bilincinde değiliz – onlar yalnızca nesnel olayların dünyasında var. İşte bu kadar. *Dünyadaki bu ölüm şenliğin­den ve yağmurlu akşam gökyüzünü kızgın alevlere boğan bu çirkin ateşten de günün birinde sevgi doğar mı dersin? *... ince zevklere 'dalar’ insan, oy­sa büyük nimetleri 'kucaklar’ ve onlara kendinizi 'adarsı­nız’. *.. bir düş bu aslında;.. - çok yoğun bir düş çünkü bir erkeğin böyle bir düş görebilmesi için çok derin uyuması gerekir. Demek istediğim , iyi bildiğim bir düş bu, uzun süredir gördüğüm, sonsuz, evet, simdi olduğu gibi seninle sonsuza dek burada oturmak. İşte sonsuzluk bu. *.. sana hiç­ bir zaman ‘siz' demeyeceğim, ne yaşarken ne de öldükten sonra. Böyle ifade edebilirim, etmeye de hakkım var. Uy­gar ülkelerde ortaya çıkmış olan bu hitap tarzı bana öyle­sine kentsoylu ve öylesine bilgiç geliyor ki. Bu tür formları kullanmaya ne gerek var? Biçimcilik bilgiçlikle aynı şey! *Seni her zaman sevdim çünkü sen benim yaşamımın ‘sen' isin, düşümsün, yazgımsın , tüm isteğim ve sonsuz özlemimsin... Cilt 1 Son .... Son olarak.. Büyülü Dağ, Thomas Mann. İnsanı, zamanın dışına çıkaran hastalık, aşk ve ölümü anlatan modernist üslup,leitmotif unsurların çokça olduğu roman .. Ebedî anlamda doyurucu, bağlayıcı sürükleyici.. Tavsiye ederim.
Büyülü Dağ
Büyülü DağThomas Mann · Can Yayınları · 20211,199 okunma
·
775 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.