Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

«Tahran'dan dışarı çıkmış olmayalım sakın?» diye sordum. Güldü: «Haklısın Lâtifciğim, Tahran dediğin iki kesimden oluşur. Her kesim başlı başına bir âlem… Güney ve kuzey Tahran. Güneyi pislik içinde, kir pas içinde. Kuzey ise tertemiz, pırıl pırıl. «Tüm kırık dökük otobüsler güneyde çalışır. Tüm kerpiç harmanları güneyde. Tüm dizeller, kamyonlar orada gezer. Sokak ve caddelerin çoğu topraktır. «Kuzeydeki caddelerin iki yanındaki açık kanallardan, arklardan akan lağım suları, güneyin caddelerine gelir. Her yanı pis pis kokutur. «Kısacası, güney, yoksul ve açların, kuzey de varlıklı ve tokların yurdudur. Sen hiç Güneydeki Hasırabat, Naziabat ve Hacı Apdulmahmut caddelerinde on katlı, mermer kaplama yapı gördün mü? Orada yok, kuzeyde var. Bu büyük yapıların altında zengin mağazalar sıralanmış. Lüks arabaları, değeri binler ce tümen tutan köpekleri var müşterilerin.» Ben de: «Doğru, güneyde böyle şeyler olmaz,» dedim. «Güneyde kimsenin özel arabası yok. El arabası var, çoğu da mağaralarda oturur.»
Sayfa 33 - Oda YayınlarıKitabı okudu
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.