Yazarı ilkkez okumakla birlikte kesinlikle çok beğendim.Olaylar su gibi akıyor. Macere hiç bitmiyor. Akışta durağanlık yok. Gereksiz yazılmış dediğiniz ayrıntı ilerleyen sayfalarda önemli ip ucuna dönüşüyor. Bir polisiye de insan başka ne ister ki?
Tek beğenmediğim yazarın terim anlam da kelime çok kullanmış olması bu beni yavaşlattı.Ne anlama geldiğini bakmadan okuyamadım. Yazar gazeteci geçmişini kitaplarına taşımış anlaşılan ..
Konusuna gelecek olacaksak;
Esas oğlan komiser Corsa ve ekibi Paris'in karanlık alemlerinin renkli karakterinin öldürülmesiyle sahaya girerler. Öldürülenler striptizciler olunca çevresinde ona göre çok uçuk oluyor. Neler neler dönüyor. Goya tablolarından ,ustasından düğümler dünyasına, sadomazoşizm ile insan ruhunun karanlık nörnlarında bunlara noluyor diyorsunuz.Bir de ikinci baş oğlan yakışıklı karanlıklar lordu fırçaların efendisi Sobieski adlı bir ressam..Cesetleri tabloya dönüştürmede bir numara. Ve bu ikili kedi fare oyununa sizide davet ediyor.
Bir psikopatı eğitebilirsiniz. Ama sonuçta iyi eğitilmiş bir psikopat elde edersiniz.
Bir kadın yaşlanabilir,ama duyguları saflığını korur.
Mutluluk asla tek başına gelmezdi.
Bir kez suç işledin mi hayat boyunca işlersin.
Kötü fikirler tıpkı kötü alışkanlıklar gibidir. İnsan bir kez o fikre kapılmaya görsün ondan kurtulamaz.
......zehirli ve kokuşmuş bir kan soyun neyse kanında oduracaba öylemi kötülükte zamanla güzelliğe dönüşemez mi? Bence muamma ?
