Layla ve Leeds düğünde tanışıp ilk görüşte bir birlerine aşık olurlar. Bu ilişkiyi öğrenen Leeds'in eski kız arkadaşı da ikiliye saldırır. Saldırıdan aylar sonra hâlâ Layla'nın zihinsel sorunlarının düzelmediğini gören Leeds onu ilk tanışdıkları otele getirir. Buranın Layla'ya iyi geleceğini düşünür fakat Willow'la tanışana kadar. Willow dost hayalet Casper'den hallice otelin hayaleti. Sizi mutfak yangınından kurtarır, geceleri üstünüzü örter, korkutmamak adına bilgisayarınıza not bırakır. Ne kadar düşünceli bir hayalet değil mi ah bi de yetenekli piyanoda size 9.Senfoniyi bile çalabilir. Akşam yemeğinde masaya bir tabak daha eklemeyi unutmayın..
Daha sonra Layla'nın bedeni aracılığıyla Willow'la iletişime geçmeyi başaran Leeds işlerin çıkılmaz hâlâ geldiğini anlayıp bu durumu bir dedektife danışmaya karar verir. Kitapta da dedektif görüşmeleri ve Leeds'in anlattıkları üzerinden bu paranormal hikayeyi okuyoruz.
Öncelikle bu kadının aşk üçgeni merakı beni öldürecek mezardakı ölüyü bile çıkartıp üçgene dahil eder ki tam olarak bunu yapmaya çalışmış. Ben daha gerilim tarzı bekliyordum kitabı ama Willow o kadar kibar, naif bir hayaletti ki ben bile onunla aynı evde yaşarım dedim. Leeds rüyasında insanları bir birine bağladığını görüp kızın saç telini yerken zaten anlamıştım normal olmadığını. Kitabın büyük bir kısmı da Leeds'in ne kadar bencil olduğunu ve olayların nasıl saçma bi hal aldığını okumakla geçti. Daha sonra durum o kadar hastalıklı bir hal aldı ki sinir oldum okurken ve net 3 veririm bu kitaba ne okuyorum ben derken yine bir olay oluyor aha şimdi işler karıştı diyoruz ve başa sarıp tekrar saçmalıyor. Ve sonrasında da reenkarnasyon olaylarına girilip farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Kitabı sevmemi sağlayan tek şeyde sanırım bu oldu çünkü öncesinde uzun bir eleştri floodum hazırdı. Kısacası CoHo değişik bir aşk hikayesi yazmak adına tüm tuşlara basmış. Ama yine de hızlı bir şekilde kendini okutturduğu ve insanı değişik ruh hallerine sürüklediği için şans vermeye değer. · ⋆