İbadetini noksan bilmek adamı tam eyler. Sen sen ol, "Kıldım ya Rabbi, tuttum ya Rabbi, verdim ya Rabbi." deme. Diyemezsin çünkü! Kıldın da ne kıldın? "Allahu ekber" dedin, rükûya eğilene kadar Galatasaray'ın on birini üç defa kurdun, dağıttın. Secdeye varana kadar hanımla iki kere kavga ettin. Rükûdan kalkana kadar dört defa alacak verecek hesabını hallettin. "Ben öyle bir şey yapmam Serdar Abi." Yahu sende de mevzu başkadır. Bende Galatasaray'dır da sende Fenerbahçe'dir. Biz kırk kişiyiz, kırkımız da birbirimizi biliriz.
Büyükler müstesna tabii. Onlarda mahviyet var, aczlerinin farkındalar, fakr ehli onlar. Mesela namaz kılacaklar, tekbir almadan evvel estagfirullah çekerler. Bu şu demektir: "Ya Rabbi, az sonra huzuruna çıkacağım ama huzuruna çıkmaya layık bir insan değilim. Emrettin diye yapacağım ama emrettiğin gibi yapamayacağım. Bunun için beni affet!"
Günahkârın günahından sonra tövbe ettiğinden daha şiddetli bir ah ile evliya-i kiram hazerati ibadetten evvel "estağfirullah" der. İbadet bitince de gene "Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah..." der. Başı sonu iki "estağfirullah" ile, "Aman ya Rabbi!" ile, layık olamayış mahcubiyetiyle, "Sübhan olan sensin, bizim noksanlıktan gayrı neyimiz var!" niyazıyla örülmüş bir ibadet. İbadet budur!
☘Aşık Olan Neylesin- Serdar Tuncer☘