Cennet Ana'nın ilenmeleri, boğuk iniltileri o tekdüze duanın gittikçe alçaldığı sırada bir boşluk arıyordu kendine.
Yukarılara, iyice yükseklere tırmanıp çıkmak için atılıyordu umulmadık bir anda.
Ama dualar hemen saldırıyordu yırtıcı bir atmaca gibi. iniltiler yaralı bir kuş gibi hırçın kanat çırpışlarıyla göğe yükselecekkan yeni bir darbe daha yiyordu atmacadan.
Duaları okuyan ses, o korkunç pençesini geçiriyordu inlltilere; iniltileri, son bir gayretle tırmandığı yükseklikten alıp yere vuruyordu. Bir zaman duyulur duyulmaz inliyordu kadın, nerdeyse ölüyordu iniltiler, gırtlağında bir ince yakınma vızıldıyordu, duanın o coşkun kanat çırpışı da duruyordu o zaman, iki dudak arasında bir mızmız mırıltı olup çıkıveriyordu.
O sıra atılıyordu inilti ve sinen kuş, kanat cırpıp ağıvordu yükseklere.
Bir hövkürüyor, bir ah ediyor, bir of çekiyordu. Sanki özgürdü bir an.
Tanrı katına ulasacaktı inilti kuşu, bir kanat daha çırpabilse, bir kanat daha.
Ama duaların atmacası atikti. Belki de acımasızlığından bırakıyordu inilti kuşunu.
Tam özgürlüğe kavuşacakken, son bir kanat çırpışıyla tanrı katına ulaşacakkan vuruyordu pençeyi.