Sahipsiz bir kitap olarak elime geçen, 2008 ilk basıkı olan ve çok severek okuduğum
Amida, Eğer Sana Gelemezsem Diyarbakır’da; yani doğup büyüdüğüm yaşadığım şehirde geçen yasak bir aşkı, çocuk işçileri, siyaseti, dini, töreyi, mutsuz evilikleri, Diyarbakır’a ait efsanelerin anlatıldığı çok güzel bir roman olmuş. Kitapta konu edilen her yere ayak basmış olmam, her kuruma mutlaka gitmiş olmam bahsi geçen insanlardan bir çoğunu tanımış olmam ve görmüş olmam kitabı daha merakla daha istekle okumama neden oldu. Kültür olarak, inanç olarak sosyal yapıya tam anlamıyla uyumlu olduğum için kitapta konu edilen aşk, okurken beni strese soktu.
Özcan Karabulut’u da ilk kez okumuş oldum, beğendim ve son olarak kitapta adı geçen ‘Sanatçılar Sokağı’ değil asıl adı ‘Sanat Sokağı’ olan yanlışlığı düzeltmek isterim. Tavsiye ediyorum mutlaka okunmalı. Umarım bu kitabi milyonlar okur hatta dünyada en çok okunan kitaplar arasına girer. Kitapta da geçen