Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Allah, Yavuz Sultan Selim'den binlerce kez razı olsun
Bilhassa "imparatorluk döneminde" müşahade ettiğimiz üzere, "İran'ın, asırlardan beri, dinî ideolojisi haline gelen şiilik", yalnız Doğu Anadolu insanı üzerine etkili olmakla kalmamış, bu cereyan, Anadolu içlerine ve hatta imparatorluğumuzun Avrupa topraklarına kadar nüfüz edebilmiştir. Bu hareket, bu kadarla da kalmamış "Batînilik", "Hurufilik" ve "Babilik" gibi fraksiyonlara bölünerek, her ortama göre kılık değiştirerek başarılı olmaya çalışmıştır. En az, beş asırdan beri, Fars emperyalizminin " dinî ve siyasî ideolojisi" şeklinde ele alınan, gizli ve açık tarikatlar biçiminde teşkilatlanan bu cerayan, iyi yetişmiş "ahund" ve "dervişler" eliyle cemiyetimize yerleşmek istemektedir. Bu tehlikeyi, bütün çıplaklığı ile ilk sezen ve ona karşı tedbir alan devlet adamımız Yavuz Sultan Selim Han olmuştur. O. bir taraftan askerî, bir taraftan içtimaî tedbirler alırken, bir taraftan da "Ehl-i Sünnet Vel Cemaat" itikadını bayraklaştırarak, İslâm âlemi'nin lideri olmak sureti ile dinî hayatı, bizzat Şanlı Peygamberimiz'in, Yüce Ashab'ın ve "Peygamber Sünnetine" bağlı gerçek din âlimlerinin ve müctehidlerinin çizgisinde tutarak, "Biz, dinde bid'at nedir bilmeyen hâlis müslümanlarız" diyen Yüce Hakan Muhammed Alparslan'ın yolunda yürüyerek gerekli teşkilatı kurmuştur. O, İran'dan sızması mümkün olan "Şiîlik" cereyanına karşı, önce "Şark"ta, bütün aşiretleri, basiretli "liderlerin" ve " din âlimlerinin" kontrolünde biraraya getirdi. Başlarına, Seyyid İdris Bitlisî'yi geçirdi. Bu suretle, kendi otoritesini kuvvetlendirerek Ehl-i Sünnet Vel Cemaat Yolu'nda güçlü kadrolar oluşturdu.
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.