Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Düşler olsun, anılar olsun ya da anı ile düş karışığı bu tür olaylar bir ozanın, genellikle bir sanatçının çalışmasında ne zaman, nasıl kendini gösteriverir, bilinmez. Belki bizim 'esin' dediğimiz budur, dışarıdan, yukarıdan değil de, kendimizden, içimizden seslenir, görünür bize. Peygamberlere gelen vahiy de öyle midir dersiniz? Anlığın algılama doğasında ani bir değişiklik! Buna doğanın bir gizini eklemekte de yarar var sanırım. Doğa bir gün bize her zamankinden başka türlü görünebilir ve bizim aklımızı allak bullak eder. Neden olmasın! Yoksa şiir ve genel olarak sanat bizde başka bir doğa izlenimini nasıl uyandırabilirdi! Rüyalarımıza, düşlerimize boş verip geçmeyelim, onlar da bu bildiğimiz doğanın karmaşıklığı içinde oluşmuyor mu? Şöyle diyordu Valéry, "Şiirin ilk dizesi tanrıdandır, ondan sonrası matematiktir." Burada "tanrı" sözünü esin olarak yorumlayabiliriz; demek ozan sezgilerinin çevreninde esini yakaladıktan sonra, yöntemini matematiğe dayamaktadır. Belirtmeden geçmeyeyim, esinin ancak araştırıcıya geldiği gerçeği, bilim adamı için de ozan için de doğru çıkmaktadır. James D. Watson, DNA yapısı üzerinde onca kafa yormasaydı, ikili sarmalın esini onun yanına uğramayacaktı.
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.