Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nejat ayrı fena, Timuçin ayrı fenaydı arsada. Taş yağmuru durmuştu durmasına ama durasıya kadar anasını bellemişti ikisinin de. Kaçacağın hiçbir yer olmadığını bile bile dört du- var arasında topal topal kaç dur, ne kaçarsan kaç gülle gibi taşları yanına böğrüne ye dur, kırılan kaburgalarının çatırtı- sını duy dur, ciğerine batan kemiklerin acısını çek dur, ara- da bel okuna da çok pis taş ye, kendi etrafında deli gibi dön dur, ciyakla dur, öfkeden çıldırıp havla dur, çaresizlikten diz kırıp yalvar dur, perişan olmuşlardı. Timuçin tastamam kır- mızı sayılırdı artık, beyaz postu kırmızı zemindeki leke gi- bi sağdan soldan küçük küçük görünüp kayboluyordu. Ne- jať sa mordu kandan; gece siyahına en yakın renk gözleriydi şimdi, gerisi hep mor. Halsiz, ümitsiz, kâh üç ayak seke seke, kah iki ayak, arkadakilerden birini sürüye sürüye taşıyıp yarı ölü bedenlerini toprağa bıraktılar, ağızları ayrık, dilleri sar- kık, burun delikleri körük gibi açıla açıla yatakaldılar.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.