Gönderi

Anlatmaya Çalışmak
Sürekli felsefi yazılar yazarım. Her yazdığımda da hissimi anlatmak istediğim için bunları tek sözcüğe indirgemeye çalışırken bulurum kendimi. O sözcüğün de okuttuğum herkese sadece tek bir anlam (ve çok basit bir anlam) çağrıştırması ve yazdıklarımda kastettiğim onca anlamın içinden hiçbir şey anlamamaları beni içten içe çok üzer. Burda yazıldığı gibi "Felsefeciler keşfettikleri şeyi yok etmişlerdir." Bu sembolik dilin kullanımı ve anlaşılabilirliği kolay; pazarlanmak için mükemmeldir. Şahsen özellikle sosyal medya kullanırken gördüğüm klasik yazar ve filozoflardan klasik cümleler vardır, her yerde çıkar karşına! Ah bu sözler, nefret ederim onlardan özellikle de bana okumaya kalktıklarında. Dışarıdan bakıldığında da çok ilginç gözükür çünkü felsefeyle yatıp kalkan ben (ki burada kastettiğim kitaplarda okuduğum değil, kendi aklımdan çıkanlar) "felsefik tüm sözlerden özellikle de şu çok bilinen herkesin ağzından düşmeyen tümceler"den nefret ederim. "Ne anladın şimdi?" diye sorarım içimden. Ne anladıkları çoğu zaman biçimsiz çoğu zaman da kelimelerin manasından fazlası asla değildir. Üzülürüm o alıntılara. Hiç kimsenin gerçek değerini vermediğini düşünürüm bu yüzden de hiç kimsenin ağzından duymak istemem. Gerçekte kastettiklerinin "tek bir şey" olmadığını bilirim. Kendimden bilirim. Ve o sözlere ben de anlam yüklemem. Karşıma çıktıklarında geçerim. Kendi yazılarımda da sırf anlaşılsın diye aynılarını yapıyorum. En azından yapabildiklerimde. Sembolik dile yenilerini ekliyorum. Anlaşılmasını istediğimden elbette! hatta pazarlanabilir olsun ki herkese ulaşsın diye. Bir düşünen en çok ne ister ki: Düşüncelerini duyurmak. Ama sonra farkederim eğer bir düşünen duyurmuşsa bir kere düşüncelerini onu anlayan da mutlaka vardır. Felsefeyi ben okuyarak öğrenmedim. Felsefe ben düşünmeye başladığımdan beri benim içimdeydi hep. Kendi beynimden çıkan her bir düşüncemi dile getirdikten hep sonra gördüm: Aynılarının batı veya doğu farketmeksizin onların da ağzından çıktığını. Filozofları okurken kendimi okur gibi hissettim hep. O bilindik alıntılar binbir çeşitli cümleyle defalarca hep bir başkası tarafından dile getirilmişti. O ya da şu filozof, hepsinin "aynı sonuca, farklı kelimelerle" ulaştığını görebiliyorum. Dili kullanırken yapabileceğimiz tek şey de bu bence. Ve ne kadar uğraşsak da bir düşüneni sadece gene bir düşünenin anlayacağına eminim. Sembolik dilde nerdeyse hepsi birbirine benzerdir. Aslında bence önemli olan, bu dilin oluşmuş olup da hiç kimse için katkı sağlamaması değil. Önemli olan filozofların ince ince dokuyup ürettikleri bu kelimelerin hepsinin birbirini çağrıştırması. Farklı yollarla anlatmaya çalışsalar da hepsinin aynı hissi dile getirmeye çalıştıklarını "hissediyorum". Dili kullanırken gerçekte yaşananları asla dile getiremeyeceğimizin verdiği çaresizlikle yazarız. Bu çaresizlikte bir umut aynı şeyleri yaşatmaya çalışırız. Ama çalış veya çalışma hiç kimse hasta olmadan hasta olmanın ne demek olduğunu bilmez. Acı çekeni acı çeken anlar. Aynı şeyleri yaşatmak hiçbir zaman bizim elimizde olmadı.
Gönderi kullanım dışı
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.