Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

198 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Çavdar Tarlasında Çocuklar... Evet... Ne yalan söyleyeyim daha büyük beklentiler içerisindeydim. Önce olumsuz eleştiri yapacağım sonunda da kitap hakkında beğendiğim noktalardan bahsedeceğim. Kitaptaki dili çok basit görmemin yanında çevirisinden okuduğumuzdan kaynaklı mı bilmem, kötü bir Amerikan filmi dublajı gibiydi çoğu yer. Yani sürekli "Lanet olsun, sen işe yaramaz pislik bir geri zekalısın, dostum, anlıyor musun ha, işe yaramaz bir pislik..." gibi cümleler geçtiğini söylesem belki bana hak verirsiniz. Özellikle benim gibi klasiklerin dilinden tatmin olan ve o zevki hisseden bir okursanız kitabın dili ve üslubu pek ilginizi çekmeyecektir. Kitap gerçekten hızlı okunuyor bu sebeple. Aslında 23 yaşımda okumamış olsam belki daha fazla severdim. Çocukluk sürecinde okunması daha iyi olur gibi geldi. On üç on dört yaşlarında mesela. Bu yaşa kadar belli bir okuma zevkiniz oluştuysa ne kadar ses getirirse getirsin her kitaptan çok zevk alamıyorsunuz. Ses getirme mevzusuna da böylelikle girmiş olayım. Evet, kitap oldukça büyük ses getirmiş eserlerden. Gerek yazarın sansürsüz dili ve o zamanların alışık olmadığı açık seçik anlatımı eserin defalarca yasaklanmasına neden olmuş. Eserin etkisi o kadar büyük çapta ki John Lennon'un katili olan Mark David Chapman tutuklandığı esnada Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı okuyormuş. Holden'ın ruhuna Lennon'u öldürerek sahip olacağına inanıyormuş. Kulağa çok çılgın gelecek bir açıklaması bile var. Lennon'u öldürme nedeninin insanların bu kitabı okuması yani bu kitaba dikkat çekmesi olduğunu belirtmiş. Magazin kısmını geçecek olursak, adı da benim takıldığım noktalardan biri oldu. Orijinal adının The Catcher in the Rye olduğunu göz önünde bulundurursak, Çavdar Tarlasındaki Yakalayıcı olarak çevirmek eserin içeriğindeki anlatılmak istenenle de daha doğru olurmuş gibi geldi. Çünkü Holden'ın da asil hayali, sürekli eleştirdiği ve isyan ettiği sahtekar bir dünyadaki sinir bozucu şeyleri ayıklayabilmek için, çavdar tarlasında sadece çocuklardan oluşan bir ortamda, o hayal ettiği çocukları dış dünyanın yanıltıcı ve düzenbaz etkilerinden korumaya çalışmak. Hayal ettiği meslek bu onun. Fakat yine de çevirmen olmadığım için bu konuda kesin şöyle olmalıydı gibi yargılarda bulunmam, sadece fikrimi belirtmek istemekle beraber, elbette bu ismi layık görmekte de bir bildikleri vardır diye düşünüyorum. Adını zikrettiğime göre şu meşhur Holden'dan bahsetsem iyi olacak. Ergenlik çağında, isyankar ve her şeyden nefret eden bir çocuk Holden. Bu nefreti öyle büyük ki kitapta 357 kelimede lanet bildiriyorken, mutlu kelimesi sadece iki kere geçiyor. Ergenliğinin doruk noktasındaki bir çocuğun toplumda bir uyumsuz olarak nasıl yaşadığı profili çizilmeye çalışılıyor. Eserde bu meseleler öne çıkarken, ergen meselelerine, Holden'ın dönemin eğitim algısına, aile ve arkadaşlık ilişkileri hakkındaki isyanlarına bakılırsa ciddi bir eleştiri ile karşılaşılır. O, yetişkine dönüşmeyi reddeder ve yetişkinlerin olgunluğa erişme olarak tanımladığı bu süreci Holden, kendinden vazgeçme diye değerlendirir. Hayallerindeki bu çavdardaki avcı olma fikri de bundan ileri gelmektedir. Bu durum kitapta gerçekten etkilendiğim bir kısımdı. Hatta kitapta en beğendiğim kısımdı. Bir nevi "kendini yaratma ülkesi" olarak tanımlanan Amerika'da Holden sahtekarlıktan uzak durmaya çalışarak kendini gerçekleştirmeye çabalamıştır. Bu çavdardaki yakalayıcı fantezisiyle ona modern Don Kişot bile denilebilir. Fakat çok yakındığı sahtekarlığa rağmen kendisi de sahtekarlaşmıştır. Topluma, dine, eğitime vs gibi çoğu şeye karşı ümidini yitiren karamsar bir karakter olarak Holden'ı iyi tanıttığını düşünüyorum yazarın. Buradaki çabası gerçekten takdire şayan. Romanının tamamında uzun monologlar hakim ve yazar onun iç dünyasına eksiksiz olarak yer vermiş. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan fakat icraatta pasif kalan, sosyal becerileri gelişmemiş bir on altı yaşındaki çocuğu çok güzel ifade ettiğini düşünüyorum yazarın. Bu kadar olumsuz akan bir eserde, Holden'ın mutlu olduğu bir yer olduğunu göstermek açısından müzenin rolü de önemlidir bir sembol olarak. Müzeye olan sevgisi bile çocukluğunun korunduğu bir yer gibi hissetmesinden kaynaklanmaktadır. Fakat dengesiz ve tutarsız davranışlara sahip Holden, burada bile ikileme düşer. Müzeye girmekten vazgeçişi, çocukluğunu muhafaza etmek isterken, çocukluk hatıralarını uyandırmaktan kaçınmasının neticesidir. Roman, böyle akıp gider ve Holden hiçbir değişime uğramadan son satırı da okuruz.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,2bin okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.