Çoğu zaman bana öyle geliyor ki, insanların karşılaşmaları, gecenin karanlığında şuursuzca akıp giden trenlerin karşılaşması gibi.
Donuk camların arkasında loş ışıkta oturan, tam olarak görmemize fırsat kalmadan görüş açımızdan çıkıverenlere hızla, telaşla göz atarız.
Birden ortaya çıkıveren, insansız karanlığa anlamsızca, amaçsızca