Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Eşlerin dindarlık ve maneviyat düzeyleri evliliği etkiliyor. Özellikle eşlerin yetiştikleri aile ortamı, ailede öğrendikleri din, yaşadıkları din birbirine yakınsa ortak dini anlayış ortak duygu diline dönüşebiliyor. Hani 'aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir? denir ya. Aynen işte öyle. Aksi halde dini yaşantı ortak değilse sorunlar çıkabiliyor. Bu anlamda eşler arası uyum düzeyine göre de evlilik mutlu ya da mutsuz olabiliyor” (K, 34, Evli) Bu ifadelerde; “ortak dini anlayış ortak duygu diline dönüşebiliyor” ve “aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” şeklinde dile getirilen hususlar bilhassa dikkat çekmektedir. Bu ise aslında kadın ya da erkeğin evlenmeden önce başta aile olmak üzere sosyokültürel çevreden edindiği dini yaşantı ile doğrudan ilişkilidir. Kuşkusuz aile ve sosyal çevre sadece bireysel dindarlıkları şekillendirmemekte, kişinin dünya görüşünü, hayat felsefesini, dilini, yemek ve eğlence kültürünü, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerini, kısaca kimlik ve kişiliğini etkilemektedir. Bu hususlarda ortak bir dil yakalanabilir, bu da eşler arasında ortak duyguya dönüşürse evlilik hayatı daha uyumlu ve huzurlu olabilmekte, aksi halde mutsuzluk, uyumsuzluk, anlayışsızlık, empatik davranmama gibi olumsuzluklar tezahür etmektedir.
Sayfa 94 - Asım YapıcıKitabı okudu
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.