Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Özel sektörden devletin güvenli kollarına kendini atmış edâsı gibi !
Cemal Bey’in maiyetindeki işim rahattı. Saat beşten sonraki zamanım benimdi. Muhit değişmişti. Burada, Fener Postanesi’ndeki cıgara yanıklarıyla dolu tahta masa telefon etmek için sıra bekleyen, itişen kakışan yüzlerce insan, onların birbirine karışan konuşmaları yoktu. Her şey kibar, rahattı. Telefon benim konuşmam içindi. Zil seslerine ben koşmuyordum. Bilâkis ben basınca koşan adamlar vardı. İlk gün üst üste sekiz defa aynı hademeyi çağırdım. Birinde havayı sordum, ikincisinde saati; üçüncüsünde paltomu tutup giydirmesini, dördüncüsünde çıkarmama yardım etmesini istedim; beşincisinde adını öğrendim... Vâkıa sonunda iş biraz cıvıklaştı. Altıncısında cıgara ikram ederek karşıma oturtmuş, yedincisini kalkıp gitınesi, sekizincisini tekrar gelmesi için çalmıştım. İster inanın, ister inanmayın, bu benim için hakiki zevkti. Sıraya girmiştim! Akşamları Şehzadebaşı’ndaki kıraathanede Doktor Ramiz’le buluşmağa başladık. Fakat kahvede eski cümbüş kalmamıştı. Dört senede müşterilerin çoğu gitmişti. Ne çıkar, biz vardık: Yangeldi Asaf Bey, Doktor Ramiz, iki üç ressam, gazeteci... Ve ben aralarında yeni tecrübelerimle zengin bayağı bir şahsiyet olmuştum.
Sayfa 178 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.