Soseki’den okuduğum 2.eser ve okuduğum Japon yazar sayısına bakarsak henüz 5’i geçmez sanırım ama daha şimdiden en sevdiklerimden belki de en sevdiğim olacağına eminim kendisinin.
Ardından’ı okuyup çok sevmiştim ama Gönül bende bambaşka bir yere sahip oldu.
Adını hiç bilmediğimiz bir karakter(öğrenci diyelim) ve onun hocası üzerinden ilerliyor konu ama hoca dediysem de öyle okulda bir öğretmen ya da çalışan birisi olduğunu sanmayın. Neredeyse hiç çevresi olmayan,pek konuşmayan vaktinin çoğunluğunu evde eşi ya da yalnız başına ve ara ara da bir mezar başında geçiriyor kendisi ve bu mezara onunla birlikte kimseyi almıyor yanına. İşte asıl konu da bu aslında o mezarda yatan kişi kim ve Hoca nasıl oldu da eskiden konuşkan ve çalışkan biriyken kitap dahi okumaz hale geldi?
Öğrencisine yazdığı bir mektupta tüm olayı anlatıp bir itirafta bulunuyor.
SPOİLER
Kitapta sevdiğim ve etkilendiğim bir diğer nokta Soseki’nin ölümü müthiş bir şekilde ilmek ilmek işlemesiydi,henüz hiçbir yakınını kaybetmeyen biri olarak gözyaşlarıma engel olamadım o sayfalarda. Bir hasta ve onun yakınlarının hastalık sürecinde yaşadıklarını çok güzel dökmüş kâğıda.