Sürekli depresyonu bol, karamsarlığın son derece yoğun bir şekilde işlendiği kitaplar okuduğum için bir arkadaşım kendi kütüphanesinden bunu seçip hediye etti. Açıkçası ne kadar tesadüfi bir seçim de olsa okuduğum kitapların içinde illa ki bir karakter ölümün kıyısında gezip kucağına atlıyor. Nitekim bu kitapta da öyle oldu. Başlarda bir aşk üçgeni okuduğumu sandım ama derinlere indikçe aşk üçgeninin havzası genişledi. Tanrı’yı bulma, sevme ve inanma boyutuna kadar ilerledi. Ben mi kitabı iteleyerek okudum yoksa sonlara doğru çok mu dallanıp budaklandı emin değilim. Açıkçası biraz sıkılmaya başlamıştım. Lakin hediye bir kitap olduğu için gereken özeni gösterip okuma listemde öne alıp bugün itibariyle bitirmiş oldum.