Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

202 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
CANLI BİR KİTAPSIN...
"Kitaplardan bu kadar nefret edilmesinin ve korkulmasının sebebini şimdi anlıyor musun? Onlar hayatın yüzündeki gözenekleri gösterir. Rahatına düşkün insanlar balmumundan aya benzeyen,gözeneksiz, tüysüz,ifadesiz yüzler ister yalnızca…" Ya da iki yüzlülük ister insanoğlu, tanıdık gelmesi için. Çünkü kalbini hissedince aciz sanıyorlar. Şöyle kitapları okuyunca bu dünyaya şükret demem gerekir mi bilmiyorum ama şimdi de yalan dünya, şimdi de talan dünya, şimdi de kapanın elinde kalan dünya. Her taraf riya dolu, kir pas dolu. Tek yüzü olan bir şey kalmamış. Herkes bir şekilde satmış ya canını ya başka bir şeyini. Senden beklenen de bu demek ki diyorum. İğrenç. Mış gibileri duymaktan, görmekten gerçekten usandım. Artık kafamın ortasında bir ses bu yaşananlar gerçek olamaz diyor. Asıl bilim kurgu bu dünya diyorum. Kitaplar yakılsa ne yakılmasa ne. Onca kitap okuyup nesine takılıyoruz ki. Hiç. Öyle kitapların arasında kurutulacak bir gün değil, bugünü de tiksinerek yaşadım. Ben belki o bu şu olamam ama. Gördüklerim gibi de olmak istemiyorum. Kin hissetmemek sonunda üzülmeye sebep oluyorsa, birini insan yerine koymak sonunda değersizlik hissiyle sonuçlanıyorsa. Ben ne zaman insanlık yapıyorum hissiyle hareket etsem kendimi kullanılmış hissediyorum. Allah beni kimsenin merhametine bırakmasın. Bunları hissederken bakamıyorum kendi yüzüme, sebep olanlar nasıl bakarsa baksın. Bugünün hislerini kitapta toplamak istemem, kötü olan kitap değil. Kitap dünyanın gelecekteki halini anlatmıyor, bugünün başka bir versiyonunu aktarıyor. Herkes kendi kötülüğünde yaşasın, ne diyeyim. Yalan dünya yalancılara kalsın. İnşallah insanları iki yüzlülüğe itenin ne olduğunu anlamadan göçer giderim. Bu kitabı dünyadan boğulduğum bir zamanda su gibi içtim. Elhamdülillah dedim üstüne de. Bir daha kendimi, kalbimi nimetten bildim. Allah'ım sen bezetme dedim. Beni bu anlamadığım insanlara benzetme. Benim için kimin ne dediği değil, Allah'ın huzuruna açık bir kitap gibi çıkmak önemli. Herkesi bu hassasiyette sanmak da benim saflığım diyecek yoluma devam edeceğim. Kitapta bazen yok bu kadar değil dedim belki ama. Yok o kadar. İnsanoğlu o kadar. Bazı şeyler hep lafta. İnsanların çok sevdiği yalanı dünya uzerinde en çok söylenen yalan mesela. Yine, insanlarin çoğu kendinden başka bir şeyi sevmez. O yüzden öyle bir sevgi ile karşılaşınca da layık olmadığını anlatmak için kılıktan kılığa, rezillikten rezilliğe koşar. Kitap sevgisi bile öyle artık. Kitap kulüplerine katılmadığım için bazen resmen hor görülüyorum. Ben o sevgiyi herhangi bir şeye satmak için beslemedim ki. Mecbur değilim etkilemeye, etkileşmeye. Kim ne düşünürse düşünsün. Kendimi kimseyle kıyasa tutmam bile bu konuda. Bazı kitaplar görüyorum, yapılan yorumları, resmen kahroluyorum. Kitaplara neden vurulduğumu biliyorum ben ya. Küçücüktüm. Hiç bir şeyle kirlenmemişti içim. Kıyaslama yapılmayacak bir sevgi. Ne sergilemek için ne de kalıyorsa bir kırıntı, bilgimi satmak için okumuyorum. Ooo çok kitap okuyorsun çok bilirsin saçmalığına da satmam. Ben hiç bir sevgimi beş kuruşluk şeyler için satmam. Kimse yorum yapsın diye beğensin diye kılıktan kılığa giremem. Kitap göndermek isteyenlere bunu söylediğimde kitap göndermekten vazgeçiyor insanlar. Kalemine güvenen bunu yapar mı? Okumak benim için su içmek kadar gerekli değilse de o kadar anlamlı. İnsanlar kaç gün susuz duruyor bilmiyorum. Vardır bilimde bir istatistik. Ama kitap okumadan duramayanlarımızda aynı susuzluğu yaşıyor. Gözlerimi çizdirdiğim dönemden kalma bir boşluk var. Onu hiç kapatamayacakmışım gibi hissediyorum. Bunu kaç kişi anlar gerçekten bilmiyorum. Hani çok sevdiğin birinden şöyle bir ay ayrı kalırsın. İnsan sevdiğinden ayrı kalınca ondan sonra ömrü boyunca yanında dursa yine de o zaman diliminin hasretini yok edebilir mi? Ediyorsa var bir eksiklik bana göre. Benim için de bu okuma sevdası öyle bir şey. Kitap okumayı su içmeye benzetmem gibi . Anlamlı gelir mi bilmiyorum... Ben okumaya engel olamıyorum. Çünkü kaybetmekten çok korkuyorum. Benim gibi görme problemini hissedenler daha iyi anlar. Bir gün okuyamayacak duruma gelirsem diye. Durmak istemiyorum. Kitaplar hakkında bir kitap bana hayatın anlamını, benim hayatımın anlamını bir daha sorgulattı. Nereden nereye. Ben hiç bir zaman kitap incelemedim. Okurken kendimi inceliyorum. Bu da öyle bir şey. Canlı bir kitapsın diye başlayan bir şiir var. Sık sık onu düşündüm. İyi ya da kötü her insanın bir kitap olduğu gerçeğini. İnansın ya da inanmasın hepimizin aynı kudretten yaratıldığını. Ve biz sevelim ya da sevmeyelim Allah'ın bizi en güzel surette yarattığını. Hak edip etmediğimize bakmadan içinde yüzüğümüz nimetler... Beynim bir saniye dinlenmedi bu kitabı okurken. Kendimi tuta tuta okuyordum. Bugün bıraktım artık. Çok zor bir gün. Her şey beni bu kadar zorlarken nefes alabildiğim için bırakmadım kitabı. Şimdi bittiği için üzülmek yerine okuduğumu sindiriyorum. Hep aynı. Değişen bir şey yok. Distopya burası. İnsanların alçaklığının dibi burası. Bu dünya. Şimdiki dünya. Maalesef burada dolduracak bir zaman var ama ne kadar kaldığı da belli değil. Keşke bitsin denilecek durumdan , böyle bitmesin derdindeyim. Allah rızasını yardımını eksik etmesin. Ne yalan söyleyeyim derdi dünya olanın dünya kadar derdi oluyor. Şöyle uzaktan bakınca bir an dünya çıplak görünüyor. O ana sahip çıkmak önemli. İnsanların mahvettiği dünya değil kendileri. Ruhlarını hiç etmiş insanlar. Her şey hesap kitap. Distopya'da değil sadece bu dünya da böyle. Yaşıyoruz ama hissetmiyoruz. Fahrenheit'ten farkı ne? Hep bu kadar farkında değilim. Sadece bugün hem kitabın hem yaşadıklarımın yorgunluğundan yoğun yazıyorum. Maalesef bir gün üstüme iki çuval toprak atılacak ve bugün üzüldüğüm kırıldığım her şey hiç olacak. Kabir kapısında hepsi esassız, bugün kadar yalan olacak. Oysa ben öyle değildim. Ben bu hayatı böyle yaşamak istememiştim. Hâlâ umudum olmalı mı bilmiyorum ama ümit edecek halim kalmadı. Bu dünyaya yürekten yabancı hissediyorum. Öyle yalandan değil. Bunun hissetmemenin bir ilacı, yöntemi, yönetimi var mı onu da bilmiyorum. Ben pes ettim. Allah muhtaç etmesin diyorum.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · Okat Yayınevi · 197189,1bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.