.. ah, o incecik örümcek ağı! Bu ağın birbirine geçmiş tellerinin tutundukları noktalar ve asılı durdukları uçlar bile pek fark edilemez:
Parmak uçlarının anlık dokunuşları, parıldayan mavi ve siyah gözlerin buluşan bakışları, yarım kalan sözler, yanaklardaki, dudaklardaki belli belirsiz titreşimler, değişmeler sürüp gider.
Hesaba kitaba dayanmayan inançların, tarifsiz sevinçlerin, iki ruhun birbirlerine duydukları derin özlemlerin, tam bir bütünleşme ve sonsuz bir güven beklentisinin orduğu bir ağdır bu.
.