Bir gün kıskanç fakihler inkâr ve inatları sebebiyle Mevlâna'dan "Şarap helal mıdır veya haram mı?" diye sordular. Onların maksadı Şemseddin'in (Şems-i Tebrizinin C.V'nin notu) şerefine dokunmaktı. Mevlâna kinaye yolu ile "İçse ne çıkar, çünkü bir tulum şarabı denize dökseler, deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. Fakat küçücük bir havuzu, şüphesiz bir damla şarap pisletir. Böylece tuzlu denize düşen her şey tuz hükmüne girer.Açık cevap şudur ki, eğer Mevlâna Şemseddin şarap içiyorsa, her şey ona mübah olur. Çünkü o deniz gibidir. Eğer bunu senin gibi bir kahpenin kardeşi yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır." buyurdu."(Eflakî 2/94)
·
248 görüntüleme
Bu bakış açısı tam bizim toplumun genel bakış açısı. Evliya! ise haşa herşeye gücü yeter, herşey serbest. Haram olan ona helal sayılır, zarar vermez.
Tövbe ya Rabbi…
Allah rahmetiyle muamele etsin, dedem, öyle hikayeler anlatırdı ki, şu an ki aklımla düşününce tebessüm ediyorum sadece…
Bir tek dedeyle sınırlı kalsaydı sadece dedeyle beraber mezara girip toprak olur hesabını verirdi. (Dededen toruna miras hurafe olmamalı yeni dedeler de türeyecektir.)Lakin Şu an ki toplum dedelerden daha beter.kani olmuş bir toplumu taassupla bu adamları ve ona inananları Allah ve resulünden üstün tutup,gözle görülen algılanan şirkleri ile savunma yapıyorlar.. ve bunların tek müsebbibin in Allahın dinini zayıf olan hadislere dayandıran ve Allahın sadece rahmetinden bahseden mücessime alim(!) leridir.
Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun" dendiği zaman, "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu bulamamışlarsa? Kâfirlerin hali, bağırıp çağırmak dışında bir şey duymayan, yine de haykıran kişiye benzer. O kâfirler sağır, dilsiz ve kör oldukları için akledemezler.) [Bakara 170, 171]
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.