Başka insanları tüketim nesneleri olarak ele almayı ve onları, söz konusu nesneleri yargılar gibi, sunabilecekleri zevk miktarıyla ve “paran kadar konuş!” terimleriyle yargılamayı benimseyen ve tüketimci egemen yaşam tarzından esinlenen eğilim, sosyallik kapasitelerinin azalmasını iyice hızlandırmıştır. En iyi durumda, ötekiler, “esasen-yalnız-bir-faaliyet- olan-tüketim-çerçevesinde-yoldaş” olarak değerlendirir; mevcudiyetleri ve aktif katılımları tüketim zevklerini yoğunlaştırabilecek olan tüketim zevki yoldaşları. Bu süreçte, ötekilerin insan varlığı olarak (tıpkı ötekilere karşı, biricik oldukları için duyulan ilgi gibi) içsel değerleri tamamen gözden yitmiştir. İnsan dayanışması tüketim pazarının kazandığı zaferlerin ilk kurbanıdır.