Gönderi

Bir şeyleri çağrıştırıyor ama neyse !
Kanuni Sultan Süleyman, başında olduğu devletin sonunun nasıl olacağını ve olası çöküşünden endişe etmesi nedeniyle sürekli düşünmeye başlar. Bir süre sonra bu duruma çok canı sıkılınca süt kardeşi ve aynı zamanda sık sık fikir aldığı Yahya Efendi'ye danışır. ''Sen, bilge birisin. Bizi de aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları'nın akıbeti nasıl olur? Bir gün yıkıma uğrar mı?" şeklinde kısa  bir mektup yazıp gönderir. Bir süre sonra Yahya Efendi'nin cevabı Kanuni'ye ulaşır. Kanuni, hiç beklemediği bir cevapla karşılaşır; ''Neme lazım be Sultanım!'' Bu yanıta bozulan Kanuni kalkıp Yahya Efendi'nin dergahına kadar gider; ''Sana aşk olsun! Senden önemli bir hususla alakalı fikir almak istedim, sen ise beni ciddiye almadın. Düzgün bir cevap dahi yazmadın'' diyerek sitem eder. Yahya Efendi; ''Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak mümkün müdür? Ben sorunuza iyice düşündüm ve cevabımı size gayet açık bir şekilde gönderdim.'' der. ''Bana sadece verdiğin yanıtta "Neme lazım be Sultanım" yazıyordu. Sanki, beni böyle işlere karıştırma dermişsin gibi bir cevap var kâğıtta'' diyerek tekrar sitemde bulunur. Yahya Efendi Kanuni'ye oldukça anlamlı bir cevap verir; "Sultanım!  Bir yerde zulüm yayılırsa, haksızlık alıp başını giderse, koyunları kurtlar değil çobanlar yerse, bunu bilenler de söylemeyip susarsa,  fakirlerin, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere kadar ulaşırsa bu feryadı taşlardan başka hiç kimse duymazsa, herkes, sadece "hep bana, hep bana" derse, ve tüm bunları görenler, duyanlar "Neme lazım be…" derse; İşte o zaman, devletimizin sonu gelir. Osmanlı'nın çöküşü kaçınılmaz olur"
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.