Herkese selam...
···
Bu kitaba inceleme yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm. Yazmaya karar verdim.
···
Boş boş telefona bakıyorum şu an çünkü yazıcak bişey bulamıyo gibiyim. İçimde çok şey var ama dökemiyorum. Tek kelimeyle muazzam bunu söyleyebilirim. 
Kayahan Demir in hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum kesinlikle. Okuduğum ilk kitabı 
İstanbul Portresi ydi ve beğenememiştim. Kurgu açısından bayılmıştım ama anlatım dili çok ağır ilerliyordu. Neyse ki ikinci şansı vermişim. Hayatımda aldığım en iyi kararlardan biri kesinlikle. Yemesin içmesin kitap yazsın dediğim iki yazardan biri. Diğeri de 
Rana Demiriz zaten. Neyse kitaba döniyim;
Bitirdikten sonra kapak tasarımını çok daha iyi anlıyorsunuz kesinlikle. Okurken ya da okumadan önce ne alaka diyodum. Ama çok anlamlı olmuş.
Hüzün Mutlusoy adı da tam yerinde olmuş bence.
···
Sevmediğim kısımlardan biri de:
Yazar bazı olayları kendine de açıklayamamış bence. Çünkü açıklanmayan yerler vardı. Ahmet Afif Paşa Yalısının lanetli olduğundan söz ediliyor Misbah Bey tarafından ama sonra bambaşka şeylerde oluyo falan (spoiler vermemek için anlatamıyorum okuyunca anliycaksınız )
Sonrasında katile ne oldu???
Hastaneye kaldırdın okey. Katile bunu gizlice yaptırtanı da göz altına aldın.
Katil mahkemeye çıkıcaktı. Bu sahne yerine katilin küçüklüğüyle konuşmasını okuyoruz. Hapse mi girdi, bazı şeylerden dolayı af mı edildi mesela burda kaldım ben. Onun haricinde mükemmel. Kurgusu, karakterler, diğer kitaplarından farklı olarak 1. kişi anlatımla yazıldığı için karakterlerin hepsi okur için gizem içinde olması çok güzel. Bayıldımm...
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.