Hayatta yaptığımız şeyler, belleğimize gömülü izler bırakır. Tıpkı Marcel Proust'un çok sevdiği bir çikolatadan bir ısırık aldığında çocukluğundan bir zamanlar unutulmuş hatıralarının geri gelmesi gibi, bellekte kalan izler, geçmiş şeylere dair canlı duyusal deneyimler çağrıştırabilir. Antik Yunan döneminden beri, bilim insanları bu kalıntıların beynin fiziksel yapısını bile değiştirebileceğini düşünüyor.