Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

— Peki nolacak, dersiniz şimdi? — Şimdi, Abdal Kerim oğlum, Anadolu savaşını başarıya ulaştıran asker-sivil kadronun çoğunluğu ittihatçıydı. Bunlardan küçük bir grup Gazi Paşa’nın takımına katıldı. İlk çatışma, biliyorsun, Padişahlık-Halifelik meselesinde patlak verdi. Demek ki, ergeç karşı karşıya gelecektik. Kaçınılmaz kaderdi bu... İktidarda olan yıpranır. Yıpranan iktidar nasıl alaşağı edilir, ustasıyız biz... Gücümüz de yeter buna... Yakın tarihte göstermişiz, bikere iktidarı ele geçirdik mi, naparız muhaliflerimize... Tutulacak iki yol var! Doğrusu: Köklü reformlarla halka gitmek... Halkın içinde çalışmak, halktan çıkacak yeni idareci kadrolarla halka dayanmak... Bunu göze alamazsan, kendini buna hazır göremezsen. . Nitekim, 1908’de biz göremedikti, o zaman kalıyor, eskisiyle idareye çabalamak..., Eskisiyle idareye çabalayım dedin mi, haksızlığı, kanunsuzluğu, hırsızlığı, devlet, hükümet nüfuzunu kötüye kullanmayı katiyen önleyemezsin. Yıpranırsın. Muhalifler ne kadar kaltaban olsa, bakarsın ki, adım adım iktidara yaklaşıyorlar. O zaman bir bahane uydurup baskıya girişeceksin! -Konyak içti. -Uydurmuyorum, kendimizden biliyorum. İzmir İktisat Kongresi’nde Halkçılar liberal sistemden yana olduklarını resmen açıkladılar. «Eski düzeni sürdüreceğiz, âyânla, eşrafla iş göreceğiz, kadroları değiştirmeyeceğiz, türkçesi halka gitmeyeceğiz» demekti bu... Terörü seçmekti. -Biraz sustu, derin derin içini çekti: -Öteki yol... Doğru yol kolay değil... Kocaman Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, iki milyon kilometrekareyi idare eden memur-asker kadroları, yedi yüz bin kilometrekarelik bir yere sıkışmış... Bunlar dururken halktan yeni -halkçı kadrolar yetiştirmeye kalkmak, hem yürek ister, hem bilek ister, hem de gerçek bilim ister. Bundan başka, biz batılılaşma belâsına kapıldık kapılalı, batılıları, okşayarak, etekleyerek memlekete çağırdık. Bunların burda, gizli, açık kum gibi örgütü var Bu örgütler, idareci kadroların her basamağıyla gizli açık ilinti kurmuş... Çoğumuz çocuklarımızı bunların okullarında okutup yüksek tahsil için bunların memleketine yolluyoruz. Yeni halk kadrolarına gitmek demek bunlarla açıkça boğuşmaya girmek demektir. Batılılaşma tarihimizde hiç bir idare, hiç bir devlet adamı şimdiye kadar göze alamadı bunu... Almış görünenlerin en kabadayısı da... En çok sıkıştırana karşı çıkarken, ötekilere dayanmak zorunda kaldığından, birinin pençesinden çıkıp öbürünün pençesine girdi. Durum bugün de başka türlü değil...
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.