Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bilginin kaynağı
Bilginin kaynağı meselesi ise duyumculuk, akılcılık gibi kesin sınırlandırmalara gitmeksizin genellikle “bilgi edinme yolları” (esbâbü’l-ilm) başlığı altında incelenmiş ve bunlar sıhhatli işleyen duyular, sağlıklı akıl ve doğru haber şeklinde tesbit edilmiştir. Bir bilgi kaynağı olarak aklın gücü ve önceliği üzerinde ısrar eden Mu‘tezile bir tarafa bırakılırsa sözü geçen konuya Mâtürîdî’den (ö. 333/944) önceki kelâmcıların önem verdiği söylenemez. Ondan itibaren bilgi meselesi müstakil başlıklar altında hemen bütün kelâmcılar tarafından ele alınmaya başlanmıştır. Nitekim Mâtürîdî’nin çağdaşı olan Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin bilgi meselesini müstakil olarak ele almamasına karşılık daha sonra gelen ünlü kelâmcıların eserlerinde bu konunun ağırlık kazandığı görülür. Bunlar arasında Bâkıllânî’nin (ö. 403/1013) Kitâbü’t-Temhîd’i, Abdülkāhir el-Bağdâdî’nin (ö. 429/1037-38) Uṣûlü’d-dîn’i, Cüveynî’nin (ö. 478/1085) el-İrşâd’ı ve Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) el-Muḥaṣṣal’ı sayılabilir.
Sayfa 159 - BİLGİ
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.