Sanki ulusun başına gelen bütün felaketlerin sorumlusu kendi imiş, devleti kurtarmak kendi görevi imiş gibi bir ruh hali içinde yaşıyordu. Geceleri yatağında gözüne uyku girmiyor, memlekete getirilmesi gerekli düzen üzerine düşünüyor ve ancak sabaha karşı uykuya dalabiliyordu. Bu sıkıntılarını yatıştırmak için, hayatı boyunca sürdüreceği alışkanlık olan içkiye alıştı. İçki onun için bir zevk ve eğlenceden çok fikir ve ruh tansiyonu ile ilgili bir ilaçtı.