Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Viyana kapılarına kadar giden koca Osmanlı İmparatorluğu'nun son aydınları, hem de koyu milliyetçi aydınlar kuşağının son sözü buydu. Paris'te Osmanlı Devleti'ni ortadan kaldırmak isteyenlerin, gerekçe olarak bu belgeyi yabancı dillere çevirmekten başka kullanacakları hiçbir zahmetleri yoktu. Sınırlarımızı bile bizi medeniyetlerinden saymayanların keyiflerine bırakıyorduk. Ordumuz için tek bir sözümüz yoktu. Kendi kendimizden kurtulmak istiyorduk. 1918 Aralık'ında bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk bulunmayan banka ve imtiyazlar, şirketler, hepsi Hristiyan, Yahudi veya ecnebiydi. Su, iştık, gaz, her türlü ulaştırma, telefon, rıhtımlar ve limanlar, fenerler hepsi yabancıların elindeydi. Türk halk yığınları medrese eğitimi altında, vicdan ve kafa karanlığı içindeydi. Sivil eğitim pek küçük bir azınlıkça benimsenmişti. Amerika şüphesiz Ermenilerin yurtlarına dönmelerine engel olmayacaktı. Türklere Hristiyanlardan farklı davranmasa bile, onun idaresi altındaki bir Türkiye'nin 1919+25-1944'teki durumunu göz önüne getirir misiniz? Türkiye Türklerinin bugünkü Bulgaristan veya Yunanistan yahut Yugoslavya Türk ve Müslümanlarından ne farkı kalacaktı? Acaba Amerika, Türkiye'yi kaç otonomiden kurulma bir federasyon olarak bırakacaktı?
Sayfa 167 - PozitifKitabı okudu
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.