Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Peki sanat dediğimiz şey tam olarak nedir? Tanımlaması basit bir şey değil, orası kesin. Her türlü olguyu basitleştirmeye çalışan insanların bağırışları arasında onun ne olduğunu ifade etmek daha da güçtür. Dâhilerden hem olağanüstü olmaları ve münzevi bir yaşam sürmeleri hem de herkese benzemeleri beklenir. Hakikatse maalesef çok daha karmaşıktır. Balzac'ın, "Deha herkese benzer fakat kimse ona benzemez," cümlesi bu durumu çok iyi özetler: Bu, gerçeklik olmadan hiçe dönüşen ve aynı şekilde gerçekliğin onsuz değerini yitirdiği sanat için de geçerlidir. Öyleyse sanat gerçeklikten nasıl vazgeçebilir ya da ona nasıl boyun eğebilir? Sanatçı nasıl işleyeceği konuyu seçiyorsa, işlediği konu da onu seçer. Sanat da bir bakıma dünyada yarım kalmış, geçip giden şeylere karşı bir başkaldırıştır: Onun yegâne amacı, duygularının kaynağını oluşturduğu için korumak zorunda olduğu gerçekliğe farklı bir biçim kazandırmaktır. Bu bağlamda hepimiz gerçekçi olduğumuz gibi, kimse gerçekçi değildir. Sanat ne topyekûn bir yadsıma ne de olan şeyleri bütünüyle kabullenmektir. O aynı anda hem bir yadsıma hem de bir kabullenmedir ve bu yüzden sürekli yenilenen bir kalp kırıklığına benzer. Sanatçının, kendini içinde bulduğu bu belirsizlik asla sona ermez. Gerçekliği reddedememekle birlikte bu gerçekliğin yarım kalmışlığı sonsuza dek süreceğinden ona her daim karşı çıkmak durumundadır.
14 Aralık 1957 tarihli konferans
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.