Kitabı okumam gerektiğini düşünüp başladım. Kitabın içeriği açık bir dille yazılmış. Alıntı sayısı fazla olduğu için ayrı ayrı paylaşmak yerine burda açıklamam en iyisi . Yazarın kısaca anlatmak istediklerini birkaç alıntı ile ileticem;
☆Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve paradoksal olarak , insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir.
☆ 
Albert Camus : mutluluğun nedenini aramaya devam ederseniz aslında mutlu olamazsınız. Yaşamın anlamını ararsanız asla yaşayamazsınız.
☆ıstırap yaşamın doğusundaki sökülmez bir ipliktir ve onu söküp atmaya çalışmak sadece olanaksız değil , aynı zamanda yıkıcıdır da ; onu söküp atmaya çalışırken tüm kumaşı yırtarsınız. Istıraptan kaçınmaya çalışmak ıstıraba çok fazla önem vermektir. Tersine ıstıraba kafayı takmamayı becerebilirseniz kimse sizi durduramaz.
☆Acıdan kaçınarak haz aramak her zaman yazarımıza değildir, çünkü acı bazen iyiliğimiz konusunda hayat memat meselesidir.
☆Duygular kalıcı değildir. Bugün bizi mutlu eden yarın mutlu etmeyecektir çünkü biyolojimizin her zaman daha fazlasına ihtiyacı vardır.
☆Bir konuda gerçekten istisna olan özel insanlar bunu istisna olduğuna inandıkları için yapmazlar. Tam tersine , kendilerini geliştirmeyi kafalarına takmış oldukları için mükemmeldirler. Ve gelişmeye olan bu takıntıları da yeterince iyi olmadıkları düşüncesinden kaynaklanır. Bu tam da kendine hak görmenin tersidir
☆Öz farkındalık bir soğan gibidir. Bir sürü katmanı vardır ve soydukça daha fazla uygunsuz zamanlarda ağlama arzusu duyarsınız.
☆Her şeyi iyi tarafından görmek, gibi bir şey söylenmekteyse de ,gerçek şu ki hayat berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir.
☆kendimizi sürekli pozitif olmaya zorlarsak yaşamdaki sorunları inkar ederiz. Böylelikle onları çözme ve daha mutlu olma şansımızı da yitiririz. Sorunlar hayatımıza anlam ve önem katar. Sorunları yok saymak ( sözde hoş olsa da ) anlamsiz bir varoluş demektir.
☆Başkalarının kendi hakkında düşündüklerinden korkan biri, aslında kendisi hakkında kendi düşündüğü ve başkalarına yansıttığı bir sürü saçma şeyden korkmaktadır.
☆sorumluluk /suç yanılsaması ( aldatıcı kavramı) , kişilere sorunlarını çözme sorumluluğunu başkalarına aktarma olanağı sağlar. Başkalarını suçlayarak sorumluluktan kaçmaksa geçici olarak kafa yapar ve kişiye kendini haklı hissettirir.
☆Benim tavsiyem : özel ve biricik olmayın. Ölçülerinizi dünyevi ve geniş bir şekilde yeniden tanımlayın. Kendinizi yükselen yıldızı ya da keşfedilmemiş dahi sanmayın. Kendinizi dünyevi kimliklerle tanımlayın: öğrenci, partner, arkadaş...
☆ 
Aristoteles : bir fikri kabul etmeden onunla oyalanmak eğitimli bir zihin işaretidir.
☆Bütün dünya size karşıymış gibi hissediyorsanız, muhtemelen size karşı olan kendinizden başkası yoktur.
☆Bir konuda ilerlemek binlerce küçük başarısızlık üzerine inşa edilir ve başarınızın cüssesi o şeyde ne kadar başarısız olduğunuza bağlıdır. Biri bir konuda sizden daha başarılıysa sizden daha fazla başarısız olmuştur. Biri sizden daha kötüyse, muhtemelen sizin geçtiğiniz ıstıraplı öğrenim sürecinden geçmemiştir.
☆Bir probleme takılıp kalırsanız, oturupta düşünmeyin, üzerinde çalışmaya başlayın. Ne yaptığınızı bilmeseniz bile, sadece üzerinde çalıştığınız için zamanla doğru fikirler aklınıza gelecektir.
☆Kendi ilham ilham periniz olabilirsiniz. Kendi motivasyon kaynağınız olabilirsiniz. Eylem her zaman ulaşabileceğiniz bir mesafedir. Başarı ölçütünüz sadece bir şey yapmak olduğunda, başarısızlık bile sizi ileri atar.
☆Bir şeyleri reddetmeye ihtiyacımız var. Yoksa hiçbir dayanağı dayanağımız kalmaz. Bir şey başka bir şeyden daha iyi ya da arzulanabilir olmazsa demekki bizlerde bomboşuz ve hayatlarımız anlamsiz. Hiçbir değer yargımız yok ve hayatımızı bir amacımız olmadan yaşıyoruz.
☆Dürüstlük insanın doğal ihtiyacıdır. Ama dürüst olabilmek için "hayır" sözcüğünü rahatça söyleyebilmeli ve işitebilmeliyiz. Böylelikle reddetmek ilişkilerimizi daha iyi ve duygusal hayatlarımızı daha sağlıklı kılar
☆sağlam sınırları olan kişiler sinirden, öfke nöbetlerinden , tartışmadan ve kırılmaktan korkmazlar. Sınırları zayıf olanlar bunlardan dehşete düşerler ve ilişkinin dağ trenini iniş ve çıkışlarına uycak biçimde, durmadan davranışlarını yeniden şekillendirirler.
☆Güven Çin porseleni gibidir. Bir kez kırıldı mı , biraz dikkat ve özenle yapıştırabilirsiniz. Ama bir daha kırarsanız , daha da parçalanır ve parçaları birleştirmek daha da çok zamanınızı alır. Kerelerce kırmaya devam ederseniz, artık tamir etmenin mümkün olamayacağı bir hal alır, un ufak olmuştur.
☆ölüm bizi korkutur. Bizi korkuttugu için de onu düşünmekten, hakkında konuşmaktan, ve hatta bir yakınımız ölse bile , varlığını kabul etmekten kaçınırız. Yine de tuhaf , tersine bir yoldan , hayatın tüm anlamının gölgesinin ölçüldüğü ışık ölümdür. Ölüm olmasa, her şey sonuçsuz.
♧ mesele şudur; bir şeye değer verebilmek için o şeyi kafaya takmış olmalıyız. Bir şeye değer vermek için de o şey olmayani reddetmek zorundayız.
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.