Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

keloğlan
Masalların daima muzaffer Keloğlan'ı... Ağzının tadını bilen; padişahın üç kızından ortancasını öğlene, büyüğünü akşama saklayıp en küçüğü ve en körpesiyle kahvaltı eden Keloğlan. Peruka takmadığı için adını "kel" çıkaran; dostunu düşmanını ayağına değil, başına baktırmak için kel görünen; herkesi kendisine güldürür gibi yaparak herkese gülen Keloğlan. Ve biz kendisine yüzümüzle, gözümüz, kaşımızla gülerken kendisi bize kafasiyle gülen Keloğlan. Masallarda masallarla yaşıt olduğu için saçı dökülmüş. Çukurova'da ise bebek denecek bir yaşta olduğu için henüz saçı bitmemiş Keloğlan. Hakikatin büyük güneşiyle insan kafası arasına fesin değil, kavuğun değil, silindirin, külahın değil bir gün saçın bile girmesine tahammül edemiyen Keloğlan. İncili Çavuş'un oğlu, Nasrettin hoca'nın torunu, Karagöz'ün yeğeni,Hacivad'ın bacanağı,Kartepeli'nin kaynı,Kavuklu'nun,Peşekâr'ın yakını,Zenne'nin belalısı Keloğlan. Kelini sırma saçlara değişmiyen, fakat saçı er geç bitecek olan Keloğlan. Tos vurduğu kapılar daha iyi çatırdasın diye aradan tamponları söküp atan koç yaradılışlı Keloğlan. ....
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.