Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kaderini sev ki kaderinin de seni sevdiğini gör!
Bir bakıma kaderi anlamak insanın kaderini kabul etmesinden, sevmesinden geçiyor değil mi? Bildiklerinin, gördüklerinin, duyduklarının yürümeye, yol almaya yetmediği bir anda kader daha kolay görülüyor değil mi? İnsan ancak O'nu ve O'nun insan için takdir etmiş olduğu kaderi kabul ederek kendisine ulaşabiliyor değil mi? Sevincinde de hüznünde de ancak böyle yolda kalabiliyor değil mi? Parçalanmış geçmişini ancak kader ile bir araya getirebiliyor değil mi? Kaderle doğan insanın, kaderle ölecek insanın kadersiz yaşaması ne mümkün? Bir mizan, bir ölçü, bir denge üzere kurulmuş dünyaya, kainata, hayata; aklen, kalben, ruhen dokunmak kadere teslim olmadan ne mümkün? Hem ona teslim olmak her şeye yetemeyeceğimizin, her şeyi bilemeyeceğimizin kabulü değil mi? Kaderi dikkate almadan tercih edilen bir hayat yanlış zemin üzerine inşa edilmiş değil midir? Yıkılmaya mahkum değil midir? Her şeyi yarına, geleceğe göre ayarlanmış, türlü anlaşmalarla, sözleşmelerle; maddi manevi yükümlülük, borç altına alınmış, girmiş günümüz insanının kaderi anlaması ne zor! Biz geleceğe göre ayarlanmış, programlanmış robottan farksız insanlar haline getirilmiş olsak da teslim olduğumuz kader, kaza ettikçe kendimizi buluyoruz, seviyoruz. O yüzden kendisinden kaçamayacağız kadere kendi irademizle teslim olalım. Şu dünyada O'nsuz yaşama zulmüyle, külfeti ile karşılaşmayalım. Kaderimizi sevelim ki kaderimizin de bizi sevdiğini bilelim. 05.09.2023
Süha Murat Kahraman

Süha Murat Kahraman

@SuhaMurat
·
04 Kasım 2017 18:41
Bilgi acıdır; o arttıkça mutsuzluk da artar. Ama yine de " Amor fati"* Başaramıyor musun? O zaman da " Amor Fati..." *(Lat. Kaderini Sev)
Sayfa 54 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.