Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yu Hua’yla ikinci buluşma. Yaşamak kitabını sevememiştim. Bu yüzden Kanını Satan Adam rafta epey uzun süre bekledi. Tüm olayların arka arkaya soluksuz bağlanması, derinleşmemesi konusundaki eleştirim bu kitapta da baki, ama Yaşamak tan daha çok sevdiğim bir kitap oldu. Yaşamak kitabındaki gibi, yine Çin’deki Kültür Devrimi’ni, kıtlık yıllarını içine alan, Çin toplumunun korkunç acılar çektiği bir dönemi anlatıyor yazar. İnsanların seyreltilmiş mısır lapasından başka bir şey yiyemediği, bir kazak örebilmek için bir yıl boyunca ip biriktirdiği, geçinebilmek için kanlarını satmak zorunda oldukları bir zaman dilimi. Xu Sanguan ve ailesinin penceresinden bakıyoruz bu sefer tüm yaşananlara. Ailenin kendi içindeki küçük felaketleriyle toplumun içinde bulunduğu büyük felaket bazen birbirinin sırtına biniyor, bazen birbirine çelme takıyor. Yıllar sonra ilk çocuğunun kendi çocuğu olmadığını öğrenen babanın krizleri, sevgi ve bağlılık üzerine hem can acıtan hem gülümseten hikayesi, fedakarlığı ön planda. Gülümsetmek demişken, bu sefer mizah da yazının harcına katılmış. İyi de olmuş. Çin’in o korkunç yıllarda yaşadıkları çok ağır. Ama acının, trajedinin katışıksız bir şey olmadığı, yaşamın küçük ayrıntılarda hava boşlukları bıraktığı, bazen gülümsettiğini de hatırlatmış yazar. Gerçeğe daha yakın durmuş böylesi. Yatağa karınları aç girdikleri bir gece babanın hepsine ayrı ayrı hayali yemekler pişirmesi, yutkunma sesleri ve ardından kıkırdayarak uyuyakalmalarını anlatan bir bölüm vardı mesela. Zamanınızın bölünmeye uğramadığı bir gün elinize bir iki defa almanız yeter, kendini akıcılıkla okutan bir kitap. Hasılı Yu Hua’yla arayı biraz düzelttik sanırım. Ama kitaplığıma yazardan başka bir kitap ekler miyim, sanmıyorum. Bu da böyle bir veda olsun.
Kanını Satan Adam
Kanını Satan AdamYu Hua · Jaguar Kitap · 20182,376 okunma
·
600 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.