...ikinci sınıfta çok ünlü ve çok önemli bir hekimin, aykırı davranışlarına caddede polislerin bile pek ses çıkaramadığı çok şımarık oğlu okuyordu. Bir gün, bizim dönemden Karadenizli bir arkadaşın burnuyla alay etmeye kalkmış, o da, aradaki büyük yaş farkına karşın, ünlü hekimin dokunulmaz oğlunu tuttuğu gibi yere yuvarlamış, sonra da tekme tokat bir temiz benzetmişti. Ünlü hekim küplere binmiş, saygısız çocuğun verilebilecek en büyük cezayla cezalandırılmasını istemiş, isteği de yerine getirilmişti: Üç gün okuldan uzaklaştırma. Ama, kırmızı çıkış kağıdını eline vermeden önce, unutulmaz müdür yardımcımız Sait Bey arkadaşımızı bir kenara çekmiş, "Ulan hayvan, şu okula geldin geleli ilk kez doğru dürüst bir iş yaptın. Al şu izin kağıdını, git benim için üç gün gez, eğlen; veline de söyle, cezanı siciline geçirmiyoruz" demişti. Sait Bey'in yerinde ben olsam, başka türlü davranırdım belki, ama böyle bir hocanın öğrencisi olduğum için onur duyarım.